Ingmar Bergman; Dünyayı bir tek utanç
kurtarabilir, demiş... Filmlerini kitap okur gibi emekle izlemeye
çalışıyorum. Röpörtajlarından birinde hakikate dair bilgisinin
yaşlandıkça azaldığına dair şeyler söylerkenki iç burkan hali ve
değindiği nokta beni baya sarsmış, ağlatmıştı... Aslında fark edip
hazmettiği şey muhtemelen bilgisinin azalması derken durulması,
zanlarının zamanla ayıklanması, bildiğini sandıklarının bir kısmından
azad olmasıydı sanırım... Rafineleşen hikmet bilgisi ya da hikmete dair
bilgisinin getirisi olarak bir haddini bilme hali... Sesindeki titreyiş
yakalamıştı beni... Nasıl kurtulacağız bu halden sorusu için vurucu bir
cevap vermiş. Yeterli midir utanç diye düşünüyorum bu cevabını okuduktan
sonra. Sanırım bu insanın utancı nasıl yudumladığıyla da alakalı bir
durum. Utanç insana çok kötü şeyler de yaptırabilir, utandığı hali
aratabilecek şeyler... Elbette güzellikten yana ayağının altına basamak
da olabilir. Ama cidden utanmaya, canı çekilmekte olan ar duygusuna
kurtuluşumuz için ihtiyacımız var. İlaveten zaten Dünya'nın toplu bir
kurtuluşuna da inanmıyorum maalesef... Birbirimizin kurtulşuna basamak
olabiliriz ancak...