[İman ile küfür dahi hicab imiş bu yolda, küfürle sefalaştım imanımı yele verdim. Yunus Emre]

22 Şubat 2012 Çarşamba

1920'lerden 1970'lere kültür politikaları-orhan koçak


"kaptırılmış ideal: mai ve siyah üzerine psikanalitik deneme"* adlı makalesiyle batılaşma sürecini, mai ve siyah romanının psikanalitik okuması üzerinden ideal-süperego çatışması olarak okumuş gerçek bir eleştirmen ve entellektüeldir.


koçak, batılılaşma sürecini sadece fikirlerin rekabeti, çatışması olarak okumanın yetersiz olduğunu, doğu-batı probleminin aynı zamanda batılılaşmak isteyen bir "ben/biz" ile kendisini model aldığımız öteki[avrupa'dan]den oluştuğunu dolayısıyla modernleşme sürecini anlamak, kavramak, açıklamakta psikanalizin kavramlarının işe koşulabileceği düşüncesinden hareketle bunun yollarının, imkanlarının peşinde olmuştur. üstelik bir başka yazısında değindiği "psikanalizin kavramlarının bir trenin vagonları gibi ard arda geldiğini" bilmenin gerektirdiği ihtiyatı da elden bırakmaz. bir başka deyişle modernleşme sürecinin faillerinin, ona maruz kalanların zihinsel konumlarının da üzerinde durulmasının elzem olduğunu söylemiştir, göstermiştir.


koçak, osmanlı ve cumhuriyet modernleşmesini ele alan, ya da onlara değen yazılarında "gecikmişlik" olgusu merkezi bir temadır denilebilir. bu olgunun yarattığı toplumsal ve kişisel etkileri, içerikleri anlamak, kavramak, açıklamak çabası onun neredeyse yeni bir terminolojiyle ise girişmesine yolaçar ki, örneğin batılılaşmayı "gecikmişliğin kabullenmesi", bu yoldaki çabaları ise "kapılmaya dönüşen bir kayma" gibi kavramlarla ifade eder.

batının, hem benzemeye çalıştığımız bir ideal model hem de hain emeller besleyen rakip bir korku kaynağı olması sürecinin bizi getirip bıraktığı yer olarak da, "tedirginliğin çözülmesine imkan vermeyen bir mutsuz bilinç hali" olduğunu söyler.
sözü edilen makaleden su alıntı örneğin:
" milli mücadele'nin önder ve kadroları, kendi iç dünyalarında da temsil edilen, o iç dünyanın bir yönünü oluşturan bir 'düşmana' karşı, başka bir deyişle kendilerine karşı mücadele ediyorlardır"

koçak bir başka makalesinde [*] bu batılaşma sürecinin faillerinin ve ona maruz kalanların nasıl bir zihinsel, içsel zorlamaya kendilerini uğrattıklarını örnek verir:
türk beşleri'nin toplanılmış halk armonilerinden oluşan -milli musikisi- müziğinin dinleyenlerde bir beğeni yaratabilmesi için, batı klasik müziği hakkında bilgi sahibi olmakla onu beğenmenin öncel olduğunu, bu ilksel beğeni ve bilginin türk beşleri'nin müziğinden zevk alabilmek, beğenmek için ötelenmesi gerektiğini söyler. yani daha baştan bir kalite farkı buradakini beğenme durumunu içten içe zorlama kılıyordur. bunun önlemenin yolu batıdaki klasik müziğe bir çeşit beğeni, zevk gümrüğü uygulamak olduğunu söyler."

[*]orhan koçak, "1920'lerden 1970'lere kültür politikaları", modern türkiye'de siyasi düşünce kemalizm cildi, s. 370-418
*ardına düşmek istediğim yeni bir yazar keşfi daha...