Can yayınlarından Sisifos Söylenini okuyorum yanıma getirdiğim kitaplardan biri de bu idi. Tercümlerden yana iki kelam edeyim: yahu felsefesel ne demek, tanıtlamasal, yengi, tanıtlamak ne demek?!. Öz Türkçenin selleri götürsün sizi e mi!.. Bazen tercüme tercihlerinde gözümden kaçıyor ne kadar dikkat etsem de. Bu "seller" o kadar çok iştahımı kaçırıyor ki aldığım kitabı ikinci ele geri satıp üstüne para koyup kitabın başka bir tercümesini almak zorunda kalıyordum memlekette. Hangi Öz Türkçe serasında yetişiyor bu hormonlu kelimeler, yazarlar...
Öz türkçe yaygınlık kazanamaz çünkü suni ve zorlama. Anca böyle bazı kitapların tadına turp suyu sıkıyorlar. yeni kelime üretmek, mesela bilgisayar, yeni bir nesne için güzel bir isim... Ama olanı baltalamak, budamak, geçmişi olan güzel kelimelerin köküne belli sebeplerle garezi olmak Öz Türkçeninki. Tamamen art niyetli, yayın evleri de malesef bu oltaya geliyor. Oturgaçlı götürgeçlerle uzaklara gidip gelmeyesiceler:)
"Neler düşündüğü konusunda bir soruya kişinin "hiç" yanıtını vermesi bir yapmacıklık olabilir... Ama yanıt içtense, boşluğun çok şeyler anlattığı, günlük devinimler zinincirinin koptuğu, yüreğin kendisini yeniden düğümleyecek halkayı arayıp da bir türlü bulamadığı şu garip tinsel durumu belirtiryorsa, o zaman uyumsuzluğun ilk belirtisi gibidir. Dekorların yıkıldığı olur... Gerisi bilinçsiz olarak yeniden zincire dönüş ya da kesin uyanıştır." sf24, Albert Camus, Sisifos Söyleni
"Usun ilk işi doğruyu yanlıştan ayırmaktır. Gene de düşünce kendi kendisine yöneliince, ilk bulduğu şey bir çelişkidir." sf27
"Ne kadar söz oyunu, ne kadar mantık cambazlığı yaparsak yapalım, anlamak birleştirmektir" sf27
"Anlamak Birleştirmektir"
"...bana her şeyi öğretmesi gereken bu bilim varsayımda sona eriyor, bu açıklık eğretilemeye gömülüyor, bu kararsızlık sanat yapıtında eriyip gidiyor. Bunca çabaya ne gerek vardı? Bu tepelerin hoş çigileri, bu çarpıntılı yürek üzerinde akşamın eli çok fazlasını öğretiyor bana." sf30
"İstemek çelişkilere yol açmaktır." sf30
"Sevinçlerde nicelik arayan kimse için yalnız etkenlik önemlidir..." sf76Niteliğin derdine düşenlere de elbet söylediği şeyler var bu cümlenin...
"Doğru olanı aramak, isteneni aramak değildir." sf47
"Bir şeyin gerçek olduğu yagısınaa varmışsam onu korumam gerekir." sf39
"sf47 cümlemizin malumu, s39 cümlemizin kavga nedeni..."
koruma daha üstün bir hakikatin farkındalığına rağmen diretilen bir şeyse öyle... genelde bu yaşanıyor ama camus burada korumayı tutarlılık olarak yorumluyor sanki. tabi cımbızlanınca bu okunmuyor. o burada onu esen sorunundan, sorusundan kaçmadan onun terimlerinden vazgeçmemesi gerektiğini savunuyor. temel saydığı şeye saygı göstermek diyor devamında... ama alt alta bu şekilde insanın temel çelişkilerini iyi yansıtıyorlar işaret ettiğiniz gibi...
"Stavrogin inanırsa, inandığına inanmaz. İnanmazsa, inanmadığına inanmazç" Dostoyevski-Cinler/Albert Camus'un Sisifos Söyleni; Uyumsuz İnsan bölüm girişi... sf:69
Ecinniler'i cinler diye çevirmeleri de yayın evinin işgüzarlığı sanırım.
"Rahip Galiani, Mme d'Epinnay'e: Önemli olan iyileşmek değil, dertleriyle yaşamak, der... Kierkegaard iyileşmek ister. İyileşmek büyük dileğidir, günlüğünün her yanında görürüz bunu. Usunun tüm çabası insan koşulunun çelişkilerinden sıyrılmaktır. İkide bir boşluğunu gördüğü için daha da umutsuzdur bu çaba. Örneğin kendini Tanrı korkusunun da, dindarlığın da esenliğe kavuşturamayacağı bir insan olarak anlattığı zaman. İşte böylece, acılı bir kaçamakla, usdışına uyumsuzun yüzünü, Tanrıya da uyumsuzun niteliklerini verir tutarsız, anlaşılmaz..." sf45
"Usu kesin olarak yadsımak boşunadır. Onun da kendi alanı vardır, kendi alanında etkilidir." sf43
"...mantığın sınırlarını kabul ediyorsam da görece yeteneklerini bildiğimden, bu kadarı onu yadsımama yetmiyor..." sf46
"Bilinç bilgi nesnesine biçim vermez, yalnızca saptar, dikkat eylemidir. Bergson'un bir benzetmesini kullanmak gerekirse, bir resim üzerine dikilen bir projeksiyon aracına benzer." Oysa "Düşünmek, görmeyi yeniden öğrenmektir, bilinci yönetmek, her görüntüyü ayrıcalıklı bir yer durumuna getirmektir..."sf 49
"Us tümüyle insansı bir yüz taşır ama tanrısala yönelmesini de bilir." sf53
"Bir insanın düşüncesi her şeyden önce özlemidir." sf53
"Bana her şeyi açıklayan öğretilerin aynı zamanda beni zayıflatmalarının nedenini şimdi anlıyorum. Kendi yaşamımın ağırlığından kurtarıyorlar beni oysa onu yalnız başıma taşımam gerek." sf60
"İnsanın özgür olup olmadığını bilmek, bir efendisi olup olmayacağının bilinmesini buyurur." sf60
"Kendiliğinden benimsenmiş bir tutsaklıkta derin bir bağımsızlık bulurlar...Özgür olmaktan çok serbestliğe kavuştukları söylenebilir." sf63
"Bir insanın ahlakı, değer sıralaması ancak biriktirdiği deneyimlerin niceliği ve çeşitliğiliğiyle bir anlam taşıyabilir. Çağdaş yaşamın koşulları da insanların çoğunluğuna aynı deneyimlerin niceliğini ve bunun sonucu olarak aynı derin? deneyimi kabul ettiriyor." sf65 Sisifos Söyleni *"Niteliği nicelik oluşturur bazı bazı..."
"Yaşama anlamını verecek bir tanrı inancı ceza görmeden kötülük etme gücünden çok daha çekici." sf72 Herkes için değil tabi...
"Don Juan kadınların "koleksiyonunu yapmayı düşünmez. Niceliklerini tüketir, onlarla birlikte de yaşam şanslarını. Koleksiyon yapmak geçmişiyle yaşayabilecek durumda olmaktır..." sf77
Tanrı inancını da içine alan daha genel bir kısım bahsettiği sanırım, yaşama anlamını veren değer yargılarıyla insana sınır çizen inançın, bir yerde özgürlüğe koyduğu kısıtlama içindeki serbestliğin, tüm bu bedel ödeyişlere rağmen, ceza görmeden kötülük etme gücü, hazzı ve serbesliğine karşın tercih edilesi olması... Ama kimler için... Yine o anlam eksikliğiyle yüzleştiğinde yer çekimini yitirmiş gibi dağılan, sancı sahibi insan için olsa gerek. Düşünüyorum. Henüz hazım değil geviş kısmındayım...
Dilsizmütercim