[İman ile küfür dahi hicab imiş bu yolda, küfürle sefalaştım imanımı yele verdim. Yunus Emre]

11 Mayıs 2013 Cumartesi

Yolculuk Mayıs 2013

Ne güzel bir karma aileydi...

"...Çeşme var, kuması murdar
yazgım
kendi avcumda seyretmek kırgın aksimi.
Gençtim ya, ne farkeder deyip geçerdim
nehrin uğultusu da olur, dalların hışırtısı da
gözyaşı, çiğ tanesi, gizli dert veya verem
ne farkeder demişim
bilmeden farkı istemişim.
Vay beni leylâk kokusundan çoban çevgenine
arastadan ırmaklara çarkettiren dargınlık!
Yola madem
çöllerdeki satrabı yalvartmak için çıkmıştım
hava bozar, yüzüm eğik giderdim yine
yaza doğru en kuduzuyla sürüngenlerin sabahlar
yola devam ederdim.
Gençtim işte şehrin o yatık raksından incinen yine bendim
gelip bana çatardı o ruh tutuşturucu yalgın..."
İsmet Özel


Yosemite Milli Parkı, California
(Orman Değiliz Artık Milli Parkız dizeleri hep içimde dolanıyor bu ifadeyle eş zamanlı olarak) 5 günlük tadımlık bir yolculuğun ardından, şimdilik sadece fotoğraflardan bazıları kekre dünyaya biraz renk katsın, sonra belki ilave görüntüler eşliğinde etraflıca bir şeyler yazarım. Bu cümle de pek çok şey gibi çelişkili. Dünya salt kekre olsa bu görüntülerin aslını bağrında yaşatmazdı sanırım. İtinayla biz ekşitiyoruz onu. Bu cümle derken bile bir yeni cümleye geçmişken insan neyi ne kadar aktarabilir ki bir diğerine. Aslından güzel gölgeler de olabiliyor bazen diyeyim ben en iyisi gider ayak. Ve bu fofoğtafların böyle bir iddiası olmasa da şehrin kaosuna kapılmış birkaç göze ikram edeyim. Gerçi aynı kaosun ve monotonluğun içine yeniden dönmüşlüğün hazinliği benim de üzerime yeniden sirayet etmişken belki de bu görüntülere en çok benim ihtiyacım var şimdi. Neyse ki şimdilik içimde de tazeler. Uçaktan bilgisayar çipleri gibi gözüken şehirler arasından yine Chicago'ya dönünce bu şehri hiç özlemediğimi hissettim. Sanırım bir tek kütüphanelerini seviyorum. Deniz ve göllere dair zaafım bile bu şehrin üzerimdeki tatsız izlerini hafifletemiyor. Hayat böyle bir şey işte. Dün orada, bu gün burada, yarın? Dilsiz...