"sen de bu oyundan, günün birinde bıkarsın. çünkü kadınlar uzun süre
oyunlarla oyalanamazlar, çünkü gerçekçidirler. bir gün bizi eski
horgörülmelerimizle, aşağılanmalarımızla, hiçe sayılmalarımızla, adamdan
sayılmamalarımızla, haklı ya da haksız küçük görülmelerimizle ve daha kötüsü
bütün bunların intikamını alamamış olmamızla başbaşa bırakıp gidersin. üstelik
senin, söküklerimizi dikip yaralarımızı sarar görünmen yüzünden biz bütün bunların
intikamını almış olduğumuzu düşünürüz. sen bizi bu durumda bırakıp gidersin.
affedersiniz yanlışlık oldu, dersin. özür dilerim: öfke değil öksedir. bunu da
tam söylemezsin. bir süre sonra aklımız başımıza gelir; apokalipsin dört
atlısı, yalnız bırakılmıştır. çirkin kılıklarımızla, gözyaşlarının yüzümüze
akıttığı boyalarımızla birer melodram oyuncusu olarak, kısa bacaklı zavallı
atlarımızın üstünde öylece kalırız. perde bile üstümüze kapanmaz: bir arıza
olmuştur"
tehlikelioyunlar/oğuzatay
tehlikelioyunlar/oğuzatay