"Şu sıralar 'toplumsal barış' ifadesi çok sık kullanılıyor. Barış, düşmanla olur. Ayrıca, barışmakla barışmış olmazsınız. Savaş durur, gerginlik ve temkin sürer. Dilimize gidip bakarsak, doğru kelime, kaynaşmadır.
Şunu da söylemeden geçmeyelim: Bu kaynaşmayı sağlayacak olan, siyasetçiler değil, öncelikle edebiyatçılardır. Gönlümüzü ancak onlar yapabilir, yakınlaştırabilir.
***
Cumartesiyi pazara bağlayan gece, televizyonda, Selahattin Yusuf ve Tarık Tufan'ın konuğu olmuştum. Programın sonuna doğru, dünya görüşleri 'farklı' olan iki şairden birer dize okudum, 'aynı toprağın insanı olduğumuzu' söyledim.
Bu iki şair arkadaşımızdan her zaman şiirler okur, sevgiyle ve övgüyle bahsederim. Fakat bu sefer, o iki dizenin yankısı daha büyük ve derin oldu. Ertesi sabah, o şairlerden birinden, dokunaklı, sarsıcı bir mektup aldım. Hiçbir mektubu bu kadar uzun ve defalarca okumamıştım.
'Sözün doğru, güçlü olmasının -eğer zamanını bulamamışsa- hiçbir kıymeti yok; sözü değerli, kalıcı kılan, zamanında söylenebilmesidir. Beni duygulandıran daha çok bu oldu' diyor.
Ve devam ediyor: 'Sözlerin, bu dar zamanlarda vefanın, vicdanın konuşacak cesarete sahip olması bakımından ayrıca değerli.'
'Herkesin, en yakınımızdakilerin bile sustuğu bir zamanda konuşmak, kendi zamanı dışında da yaşayacak olanlara mahsus bir şey.'
Gelen mektupları ve elektronik postaları paylaşmak âdetim değil. Bunu burada ilk kez yapıyorum. Sadece şunu söyleyebilmek için: Birbirimizle yeniden tanışmalıyız." İbrahim Tenekeci
Tamamı için bkz:
http://yenisafak.com.tr/yazarlar/Ibrahim_Tenekeci/birbirimizle-yeniden-tanismaliyiz/40193
