diyordun ki:
akşamüstü oturdum yol kıyısına
düşündüm
ne kalacak biden geriye
balkan yaylasından ve bozkırlardan
kafdağlarına giden şu bulut
sonsuz mevsimlerle esmerleşen
şu toprak ve derin çınar ağacı
biz yokken de vardı
diyordun ki:
her şey değişiyor ama ne yapsak
duracak
tarihin uzun duvarı
taşlara kırmızı izler bırakan
ve aynı kıyıdan yürüyen köle
silecek kralların adını
gene de kalabalık dağ başlarında
yarın bir kin gibi hatırlanacak
kanlı soy ağacının dalları
diyordun ki:
kiraz ve kamıştan kavalımızın
sesleri
dağılıyor havaya
bir kuyu ağzından geçiyor gibi
rüzgârı mor fistanlı zamanın
bu güzel şarkı da unutulacak
kıyımlar acılar kanlar içinde
savrulurken yaşadığımız günler
bu soruyu mutlaka soracaksın:
ne kaldı ne kaldı bizden geriye?
Onat Kutlar
[İman ile küfür dahi hicab imiş bu yolda, küfürle sefalaştım imanımı yele verdim. Yunus Emre]