[İman ile küfür dahi hicab imiş bu yolda, küfürle sefalaştım imanımı yele verdim. Yunus Emre]

3 Şubat 2014 Pazartesi

Çetin Yetkin: Yoksulların Ölümü


(…)
Adamın cesedi Ankara’da Kavaklıdere semtinde bir apartmanın girişinde bulunmuştu. Üzerinde eski bir palto vardı. Girişte yere oturmuş, radyatöre sırtını dayamış ve orada öylece ölüp kalmıştı. Bir tuhaflık vardı adamda. Yüzü ipince ve karakuruydu, ama vücudu şişman gibi gözüküyordu. Apartmanın girişinde cesedi soyup da üzerinde inceleme yapılamayacağı için morga kaldırmıştık.
Mermer otopsi masasının üzerinde sırtüstü yatan cesedin önce giysilerini çıkarmak gerektiğinden ve ölü katılığı oluştuğu için kollarını bacaklarını oynatarak bunu çıkarmak olanağı bulunmadığından otopsi yardımcısı makasla kesmeye başladı. Paltonun altındaki ince bir gömlekten sonra kat kat gazete kağıdı çıktı karşımıza. Bunlarla adam bacaklarına varıncaya kadar sarmıştı. Zaman içinde gazeteler vücudun kıvrımlarına tam bir uyum sağlayarak bir Mısır mumyasını sarıp sarmalayan sargılara dönüşmüştü. Ter ve pislik gazeteleri iyice birbirine yapıştırmış olduğundan tümü birden bir kalıp gibi çıktı. Şimdi adam otopsi masasının üzerinde çıplaktı ve artık o şişman görünüşten hiçbir iz kalmamıştı. Karşımızda karnı içine çökmüş, kemikleri derisinden fırlayacakmış gibi duran ve çocukların çizgilerden yaptıkları insan resmine benzeyen bir yaratık vardı.
Otopsi sonucuna göre ölüm nedeni açlıktı.
Bu benim gördüğüm ilk açlıktan ve yoksulluktan ölen insandı.
(…)”
Bir Savcının Not Defterinden, Çetin Yetkin, Ümit Yayıncılık, Ankara, Temmuz 1994. Sf.16-17.
http://newalaqasaba.wordpress.com/page/2/