İdealleri için cinayet işleyen, aynı amaçla kendi arkadaşını niye öldüremesin? İnsan öldürebilen, insana işkence niye yapamasın?
Çok
hastayım, sesim tamamen gitti. +Yutkunamıyorum. +Yirmi gündür ter ve
sümük oldum aktım. +14 Ocakta, doğum gününde Murat'ın mezarına
gidemedim. +Kardiyoloji randevuma+gastroenteroloji kontrolüme gidemedim.
Daha kötüsü bu yıl Hrant anmasına da gidemeyeceğim.Bir arkadaşın
sayfasındaki bir tartışmaya yorum yazayım dedim, uzadı. Örgüt adını "X
örgütü" diye değiştirip yorumu yazı yaptım. Alın, okuyun da boşa
gitmesin:
(Bi dakka)
Başlıktaki sorulara benim cevaplarım vardı. Gerçi daha bu sorularla karşılaşmamıştım ama sorulsa cevaplarım vardı. İkisi aynı şey değildi bir kere. Onunla bu bir miydi?
Hayat ağzıma sıçtı. Neyse, uzun mevzular. Kafam zonk zonk. Öksürürken boğazım parçalanıyor. Hiç sırası değil.
Yorum diye başladığım ama yorum sınırlarını aşan sözde-yorum başlıyor, herkes otursun:
X örgütü hapishanelerde kendi insanlarına İŞKENCEli sorgular yapan, koğuş döneminde Kenan Evren Türkiyesini andıran KOĞUŞ DEVLETÇİKLERİ yaratmış bir örgüt. ("Arkadaşlar herkes elindekini bıraksın. Şimdi herkesin tek tek üstünü arayıp dışarıya alacağız. Koğuşu arayacağız. Hadi... Tek sıra... Teker teker..." Kulağımla duydum, gözümle gördüm. Yalancı olduğumu düşünen derhal sktir olsun gitsin).
Devletin işkencehanelerinde azamî süre 15 günken koğuş devletçiklerinde 6-7 ay "sorgulanan" insanlar biliyorum. (Benimle o sırada orada olan herkes biliyor. Anonim). Bazıları o 6-7 ayın sonunda "ifade" imzalayıp katledildi. Ölümle bitmeyen örnek lazımsa: Koğuştaki "gözaltısı" bitmediği için böbrek ağrısından kıvrandığı halde hastaneye gitmesine izin verilmeyen biliyorum. (Benimle o sırada orada olan herkes biliyor. Anonim).
İnfazlar tatlı dağıtılarak ve havalandırmada halay çekilerek kutlanırdı. Kutlayacak ne varsa! Velev ki siz paranoyak+psikopat değilsiniz, velev ki gerçekten ajandı rahmetli, neyi kutluyorsunuz pardon? Aranızdan ajan çıkmasını mı? (Benim daha önce de yazdığım cevabım: İlkellerin kötü ruhtan arınma ayini).
Başka örgütlerle birlikte kaldığı koğuşlarda da bu uygulamaları mümkün olduğunca "aksatmayan" bir örgüttür X örgütü. 1990'larda hapis yatmış ve orada bu örgütle yolu kesişmiş herkes bunları bilir. PKK da farklı değildir ama onlar iktidara aç olmadıkları için koğuşlarda bu kadar karikatürize devletçilik/polisçilik oynamaz. Onlar da aynı devletçiliği dağlarda, kamplarda, Kürdistan'da güçlü olduğu yerlerde oynar.
Hapisten çıktıktan sonra sağda solda "böyle şeyleri" anlatmak şık değildir. Mazallah "düşman" kullanır. "Düşman"ın derdi başı biziz çünkü. "Düşman"ın uykuları kaçıyor, işçi sınıfının tepesi atacak ve sosyalizm kuracak diye.
[Yıl 1997. Bir DGM hakimi, X örgütü sanığına hitaben: "Bir şey sorabilir miyim, sorgu harici: Şimdi bakın şube ifadenizde var, bu ... isimli (kadın), dağda iki yıldır sizinle dolaşan arkadaşınızı söylediği bir laftan dolayı sabah yarım saat yargılayıp aynı gece infaz ediyorsunuz. Bakın biz devletin mahkemesiziyiz. Size bir HAPİS cezası vermek için üç yıl, beş yıl, on yıl yargıladığımız oluyor. Siz kendi arkadaşınıza nasıl bu kadar kolay İDAM verebiliyor, nasıl tetik çekebiliyorsunuz? Gerçekten anlayamadığım ve merak ettiğim için soruyorum."
Faşist!
Biz devletin devrimcilere karşı savaşsın diye maaş verdiği bir hakimin sözüyle miiiiii iiiğğğptourtılhdfjhgflkcxjfnhdfkj?
Devrimci arkadaşlara notlar: Yoldaşları tarafından katledilen devrimci kızı ölüme götüren lafı şu: Kardeşim iki yıldır dolaşıyoruz, iki eylem yok. Biz buraya niye çıktık? Süs olsun diye mi?
Yoldaşları tarafından katledilen devrimci kızın sorusuna Mehmet'in aşırı gecikmiş cevabı şu: Kardeşim, artık ölü yoldaşım, elbette süs olsun diye çıktınız. Örgüt dergisi arada yüzünüz kapalı fotoğraflarınızı yayınlasın, o dağlardaki varlığınız Avrupa'da bağış toplamayı kolaylaştırsın, ama aynı zamanda fazla da gündeme gelmeyin ki devlet de şeflerinizin üstüne gelmesin. Evet, "süs" uygundur.
Not: X örgütü Sivas'ta, Tokat'ta vs. yıllarca "gerillamız var" dedi. "Karakola taciz ateşi" (500 metreden) dışında eylem (o da yılda bir-iki kez) hatırlayan var mı?]
En iyisi devrimcilerin hapishanelerdeki (F tipi öncesi) işkence-komplo-infaz uygulamalarını fazla deşmemektir. Hem X örgütü ile kötü olmaya da gereNk yoktur. Hem X örgütünün şehitleri filan var, ayıbolur. En iyisi böyle mevzulara hiç girmeden "holkomoz için bödöl ödödük" diye hapishane hatıratı nakletmek. "Saldırıyollardı direniyorduk, saldırıyollardı direniyorduk" diye kahramanlık menkıbeleri anlatmak. Başka neler oluyordu hiç bahsetmemek, hikâyemizin saygınlığını zedelememek, ağzımızın tadını kaçırmamak. Gözümüzün önünde işkence görenleri, 10-15 yıllık devrimci mücadeleleri "itirafçı/hain olduğu gerekçesiyle koğuş arkadaşları tarafından boğularak..." diye 5 satırlık üçüncü sayfa haberinde sonlanan devrimcileri belleğimizin derinliklerinde tutmak; çıkacak gibi olursa geri yollamak. Hikâyemizin saygınlığını zedelememek. Ağzımızın tadını bozmamak. (Şubede onca işkenceye rağmen tek satır ifade vermemiş, gazetelerde yukarıdaki şekilde haber olmuş kadın biliyorum. Onun 20 küsur yıllık devrimciliğinin bir kıymeti yok. Aman ağzımızın tadı kaçmasın).
(Hatırladığım, daha doğrusu aklımdan ve kâbuslarımdan çıkmayan, hatıraları karşısında kendimi suçlu hissettiğim mağdur ve kurbanlar daha çok kadın. Doktora sordum, bi anormallik yokmuş).
Mehmet Ördekçi
*Yazının altına bir şeyler yazmak çok güç benim için. Okudum ve yutkundum. Farketmek acı veriyor.
(Bi dakka)
Başlıktaki sorulara benim cevaplarım vardı. Gerçi daha bu sorularla karşılaşmamıştım ama sorulsa cevaplarım vardı. İkisi aynı şey değildi bir kere. Onunla bu bir miydi?
Hayat ağzıma sıçtı. Neyse, uzun mevzular. Kafam zonk zonk. Öksürürken boğazım parçalanıyor. Hiç sırası değil.
Yorum diye başladığım ama yorum sınırlarını aşan sözde-yorum başlıyor, herkes otursun:
X örgütü hapishanelerde kendi insanlarına İŞKENCEli sorgular yapan, koğuş döneminde Kenan Evren Türkiyesini andıran KOĞUŞ DEVLETÇİKLERİ yaratmış bir örgüt. ("Arkadaşlar herkes elindekini bıraksın. Şimdi herkesin tek tek üstünü arayıp dışarıya alacağız. Koğuşu arayacağız. Hadi... Tek sıra... Teker teker..." Kulağımla duydum, gözümle gördüm. Yalancı olduğumu düşünen derhal sktir olsun gitsin).
Devletin işkencehanelerinde azamî süre 15 günken koğuş devletçiklerinde 6-7 ay "sorgulanan" insanlar biliyorum. (Benimle o sırada orada olan herkes biliyor. Anonim). Bazıları o 6-7 ayın sonunda "ifade" imzalayıp katledildi. Ölümle bitmeyen örnek lazımsa: Koğuştaki "gözaltısı" bitmediği için böbrek ağrısından kıvrandığı halde hastaneye gitmesine izin verilmeyen biliyorum. (Benimle o sırada orada olan herkes biliyor. Anonim).
İnfazlar tatlı dağıtılarak ve havalandırmada halay çekilerek kutlanırdı. Kutlayacak ne varsa! Velev ki siz paranoyak+psikopat değilsiniz, velev ki gerçekten ajandı rahmetli, neyi kutluyorsunuz pardon? Aranızdan ajan çıkmasını mı? (Benim daha önce de yazdığım cevabım: İlkellerin kötü ruhtan arınma ayini).
Başka örgütlerle birlikte kaldığı koğuşlarda da bu uygulamaları mümkün olduğunca "aksatmayan" bir örgüttür X örgütü. 1990'larda hapis yatmış ve orada bu örgütle yolu kesişmiş herkes bunları bilir. PKK da farklı değildir ama onlar iktidara aç olmadıkları için koğuşlarda bu kadar karikatürize devletçilik/polisçilik oynamaz. Onlar da aynı devletçiliği dağlarda, kamplarda, Kürdistan'da güçlü olduğu yerlerde oynar.
Hapisten çıktıktan sonra sağda solda "böyle şeyleri" anlatmak şık değildir. Mazallah "düşman" kullanır. "Düşman"ın derdi başı biziz çünkü. "Düşman"ın uykuları kaçıyor, işçi sınıfının tepesi atacak ve sosyalizm kuracak diye.
[Yıl 1997. Bir DGM hakimi, X örgütü sanığına hitaben: "Bir şey sorabilir miyim, sorgu harici: Şimdi bakın şube ifadenizde var, bu ... isimli (kadın), dağda iki yıldır sizinle dolaşan arkadaşınızı söylediği bir laftan dolayı sabah yarım saat yargılayıp aynı gece infaz ediyorsunuz. Bakın biz devletin mahkemesiziyiz. Size bir HAPİS cezası vermek için üç yıl, beş yıl, on yıl yargıladığımız oluyor. Siz kendi arkadaşınıza nasıl bu kadar kolay İDAM verebiliyor, nasıl tetik çekebiliyorsunuz? Gerçekten anlayamadığım ve merak ettiğim için soruyorum."
Faşist!
Biz devletin devrimcilere karşı savaşsın diye maaş verdiği bir hakimin sözüyle miiiiii iiiğğğptourtılhdfjhgflkcxjfnhdfkj?
Devrimci arkadaşlara notlar: Yoldaşları tarafından katledilen devrimci kızı ölüme götüren lafı şu: Kardeşim iki yıldır dolaşıyoruz, iki eylem yok. Biz buraya niye çıktık? Süs olsun diye mi?
Yoldaşları tarafından katledilen devrimci kızın sorusuna Mehmet'in aşırı gecikmiş cevabı şu: Kardeşim, artık ölü yoldaşım, elbette süs olsun diye çıktınız. Örgüt dergisi arada yüzünüz kapalı fotoğraflarınızı yayınlasın, o dağlardaki varlığınız Avrupa'da bağış toplamayı kolaylaştırsın, ama aynı zamanda fazla da gündeme gelmeyin ki devlet de şeflerinizin üstüne gelmesin. Evet, "süs" uygundur.
Not: X örgütü Sivas'ta, Tokat'ta vs. yıllarca "gerillamız var" dedi. "Karakola taciz ateşi" (500 metreden) dışında eylem (o da yılda bir-iki kez) hatırlayan var mı?]
En iyisi devrimcilerin hapishanelerdeki (F tipi öncesi) işkence-komplo-infaz uygulamalarını fazla deşmemektir. Hem X örgütü ile kötü olmaya da gereNk yoktur. Hem X örgütünün şehitleri filan var, ayıbolur. En iyisi böyle mevzulara hiç girmeden "holkomoz için bödöl ödödük" diye hapishane hatıratı nakletmek. "Saldırıyollardı direniyorduk, saldırıyollardı direniyorduk" diye kahramanlık menkıbeleri anlatmak. Başka neler oluyordu hiç bahsetmemek, hikâyemizin saygınlığını zedelememek, ağzımızın tadını kaçırmamak. Gözümüzün önünde işkence görenleri, 10-15 yıllık devrimci mücadeleleri "itirafçı/hain olduğu gerekçesiyle koğuş arkadaşları tarafından boğularak..." diye 5 satırlık üçüncü sayfa haberinde sonlanan devrimcileri belleğimizin derinliklerinde tutmak; çıkacak gibi olursa geri yollamak. Hikâyemizin saygınlığını zedelememek. Ağzımızın tadını bozmamak. (Şubede onca işkenceye rağmen tek satır ifade vermemiş, gazetelerde yukarıdaki şekilde haber olmuş kadın biliyorum. Onun 20 küsur yıllık devrimciliğinin bir kıymeti yok. Aman ağzımızın tadı kaçmasın).
(Hatırladığım, daha doğrusu aklımdan ve kâbuslarımdan çıkmayan, hatıraları karşısında kendimi suçlu hissettiğim mağdur ve kurbanlar daha çok kadın. Doktora sordum, bi anormallik yokmuş).
Mehmet Ördekçi
*Yazının altına bir şeyler yazmak çok güç benim için. Okudum ve yutkundum. Farketmek acı veriyor.