[İman ile küfür dahi hicab imiş bu yolda, küfürle sefalaştım imanımı yele verdim. Yunus Emre]

8 Eylül 2014 Pazartesi

Taşeronluk Sistemi ve Asansör Kazası


6 eylül 2014 mecidiyeköy asansör kazası:

sistemli bir cinayettir.

son sekiz aydır bir şantiyede taşeron şantiye şefi/proje müdürü sıfatıyla çalışan birisi olarak size sistemi anlatayım;

bir firma normalde ihale bedeli 100 lira olabilecek bir işi ilişkilerini kullanarak 130 liraya alır. sonra işleri dağıtmaya başlar. bu firmaya iş veren firma denir. (110 lira kredi alınır devlet bankalarından)
iş veren bu işi 60 liraya x firmasına verir, bu firmaya ana firma denir.
ana firma bu işi parçalara ayırır ve ortalama 40 liraya y,z,t,k,l,m firmalarına verir, bu firmalara taşeron firma denir.
taşeron firma bu işi 20 liraya liraya a firmasına verir, bu firmaya alt taşeron denir.
al taşeron bu işi 10 liraya bir adama verir, adamın şirketi falan yoktur, ekipler kurar, bu adama ekip başı, ya da formen denir.
ekip başı adından da anlaşılacağı üzre ekipler kurar, ekipteki adamlara ortalama 5 liradan iş verir, ekip başı çalışanın sigortasını asgari ücret üzerinden yatırır, geri kalanını elden verir.

işçilerin sigortası alt taşeron üzerinden yapılır. piramidin üzerindeki diğer firmaların adamları sahaya bile gelmez, belki o da ana firma iyiyse birer göstermelik şantiye şefi bırakırlar başa.

işin isg bölümünde ise her şey kağıt üzerindedir. aynı anda 10 firmaya bakan isg uzmanı nakış öğretmeni, biyolog, fizik mezunu alakasız bir şekilde evrak işleri sorumlusu olur. bu isg uzmanlarının tm sorululuğu işçilere kağıtlar imzalatıp, yalandan eğitimler vererek piramitteki patronların ve kendisinin götünü kurtarma adına taklalar atar. tüm görevi işi kitabına uydurmak ve .öt kurtarmaktır.

130 liradan 5 liraya indik değil mi, aradaki 125 lira nereye mi gitti;

barınma, gidin bakın o işçilerin kaldığı yerlere, ahır gibidir.
yemek, tüm yemekler adi malzemeden yapılır, bir tek ekmek tazedir, çünkü ekmek hem ucuz hem de karın doyurucudur.
isg ekipmanları, en az 10 yıllık ekipmanlar kullanılır, yalandan bir emniyet kemeri, yalandan bir yaşam halatı kullanılır.
eminim o işçilerin çay saati bile yoktur. çünkü bu sistemde her şey daha çok kazanmak üzerine kurulmuştur.

çalıştığım şantiyede bir çok isg uzmanı var(yüzde doksanı aynı firmanın uzmanları), bizim alt taşeronun da yalandan bir isg uzmanı var, çocuk makine mühendisi, tüm hayali ne biliyor musunuz? şantiyelerde hi-up denilen 35 tonluk vinçlerden alıp piyasaya iş yapmak. ekipler kurum alt taşeronluk yapmak, sistemi şantiyede öğreniyormuş beyim. neyse bu isg uzmanları haftada iki gün toplanıyorlar, ben bizim isg'ci dallamaya güvenmediğimden tüm isg toplantılarına katılıyorum. tüm bu uzman arkadaşların tek derdi kendilerinin ve patronlarının götlerini kurtarmak.

işin daha birinci ayı dolmadan şantiyede isg'nin tepesinde olan mühendis ile muhabbeti kurdum, aslında kafa dengi bir oğlan çocuk. neyse toplantılara katıldım devamlı, nedeni de bu yalloş sisteme güvenmiyordum.

isg resmen bir tehdit unsuru, işi yetiştiremeyen bir firma mı var, sal üstüne isg uzmanlarını bak nasıl mum oluyor firma. sesini çıkartan işçi mi var, sal üzerine isg uzmanlarını, isg uzmanları resmen tetikçi ve evrak memuru pozisyonunda.

bir tek şu oldu, o kadar çok gürültü çıkarttım ki, en az beş defa kendi firmama isg üzerine sayfalarca raporlar yazdım, en sonunda işi istifaya kadar götürdüm. en sonunda çok cırlayınca ben işçilere kaza sigortası yaptırıldı, taşeron işçilerin hepsine bir miktar tazminat verilebileceği kaza sigortaları yapıldı. hatta bana gönderdiğim raporlar üzerine fırça bile atıldı, ağzımı hayra açmıyorum diye, taşeron mühendisi kendince dalga geçiyordu, ağzımı hayra açmıyorum diye, raporları gördüm diye imzalattığım anda ise suratının şekli değişti biraz olsun düzelme gösterdi.
tüm başarabildiğim bu kadar oldu.

bu kaza insan hiçe sayıldığı için oldu, çünkü allah kahretsin ki bu ülkede insanların şantiyelerde şantiyedeki printer kadar değerleri yok. her şey az daha fazla kazanmak üzerine, biri azıcık sesini yükseltse adı kötüye döner, o asansörlerin vinçlerin altında bizzat oda sicilli mühendislerin imzası vardır, yüzde bir milyon eminim ki evrak açısından her halt kitabına uydurulmuştur. tüm bu olay sonunda soruşturmada birileri göstermelik cezalar alır, yalandan nutuklar atılır ve her şey sadece üç gün sonra unutulur. ölenlerin yakınlarına üç beş kuruş sus payı verilir. çünkü sistem daha çok kazanmak, ne pahasına olursa olsun, çoğu zaman da can pahasına olsun kazanmaküzerine kurulur.

bu yukarıdaki sisteme vahşi kapitalizm denir.
bu ülkeye de yeni türkiye denir.

işin özeti budur.

edit: kimliğim ve şantiye afişe olmasın diye spesifik noktalar silinmiştir.


07.09.2014 07:34 ~ 08.09.2014 16:45 roberto baggio ile futbolu seven adam