[İman ile küfür dahi hicab imiş bu yolda, küfürle sefalaştım imanımı yele verdim. Yunus Emre]

24 Nisan 2015 Cuma

Ermeni Soykırımıyla İlgili Tek Kişilik Empatik Eylemimin Z Raporu


Ermeni Soykırımıyla İlgili Tek Kişilik Empatik Eylemimin Z Raporu ve Birkaç Arkadaş Yorumu (Sonra ilaveleri eklerim belki, hakaretleri burada yayınlamadım)

(Eylem yerinden ayrılırken... Elimdeki tek fotoğraf... Artislik yapmamak için fotoğraf çekmedim eylem esnasında, içimden gelmedi. Tekerlekli sandaliyedeki yaşlı Ermeniler bile sarıldıktan sonra fotoğraf çekinmek istediler. Kendimi ön plana çıkarmak istemediğimi söylesem de bazılarını kıramadım. Ama en çok fotoğrafı Türkler fişliyoruz seni der gibi kaharet ederken çektiler. Bazen polis fazla yaklaşıp bağırdıklarında onları uyardı. Yer konusunda anlaşmaya vardığımzı halde eylem boyunca TAKA'dan kodomanlar her polise ayrı ayrı tekrar tekrar gidip, orda olmaya hakkım olup olmadığımı sormak bahanesiyle baskı yaptılar. Bir de soykırım yok diyorlar. Yahu siz daha sizden farklı düşünen bir Türk'e bile eylem yerinde yanınızda barındırmıyorsunuz, eli silah tutan dedeleriniz neler yapmıştır. 2 saat pankartı yüksekte tutmaktan yorgun düştüğümden artık yer çekimine yenilmişim. Dün hasta olduğumdan pankart taslağı hazırlayamamıştım, sabahın acelesi ve pankart hazırlamaktan yana hamlamam da eklenince anca bu kadar oldu : ) El yazımı sadeleştirmek çok zor oluyor. Bu da gereksiz bilgi kısmı.)


Az evvel Chicago'da, Ermenilerin, Soykırımın 100. yılını anma ve Türkiye'nin bunu yoksaymasını protesto eyleminden geldim. Tam karşılarında dolaylı yodan Türk Konsolosluğu'nun organize ettiği Ermenileri protesto eylemi de vardı. Direk Ermenilerin protestosundan geldim diyemem aslında, çünkü iki grubun tam ortasında tek başıma 3. bir eylem gerçekleştirdim. Ermeni protestosunun içinde bulunsaydım ifade etmek istediğim şey silikleşecekti. (Tek başına ön planda olmaktan hazzetmesem de içimden gelen bu tutumu değeri sebebiyle gerçekleştirdim. Çünkü bazen tek, ses daha gür çıkar.) Oysa tam ortada, polislerin tüm kafa karışıklıklarından ve tarafını seç demelerinden sonra madem sen Türksün ama Ermenleri destekliyorsun sana "nötr" ortada istediğin alanı verelim demeleriyle eylemimi başlattım. (Nötr olmasam da.) Duruşum ve duruşuma destek olan kişisel, el emeği göz nuru pankartımla eylemim böylece daha anlamlı, tek kişilik, anonim ve empatik bir eyleme dönüştü. Böylelikle hastalıklı derecede milliyetçi Türklere oradaki varlığım bir soru işareti sunarken, diğer yan çaprazımdaki Ermeni kardeşlerime de sembolik özrümü ve desteğimi iletmiş oldum.

Öncesinde Ermeniler henüz eylem alanına gelmedikleri için Türk protestocular arasında tanıdığım bir arkadaşa Selam edip aynı zamanda da birkaç kişiyle konuşma imkanını değerlendirmek istedim ama diyalog tek taraflı olarak kızışıp monoloğa dönüşüp ardından pek çok taciz ve hakaretler de eklenince iki yolu ayıran kaldırıma geçtim. Aslında bu bile 100 yıl önce neler olduğuna dair kabullenemeyenlere bir şeyler söyleyebilir. Eylem sırasında Türk gruptan zaman zaman polis sınırını geçip yakınımda bana bağıranları sık sık polis uyardı. Eylemde pankartımı zaman zaman Türklere doğru, zaman zaman da Ermenilere doğru tuttum. 2 saat boyunca sessizce bir ağacın altında ayakta bu hali sürdürdükten sonra eylemciler dağılırken Ermeni gruba doğru ilerledim. Akın akın gelip genç yaşlı benle kucaklaştılar. Birbirimizle kardeşçe kucaklaştık. Kimi yaşlı Ermeniler öyle sıkı sarıldılar ki sanki ruhlarımız bibirine geçti de acıları bölüşüp tebessüm ettik. Duygusal ve insani güzel anlar bölüştük, kısa da olsa pek çoklarıyla konuştum. Bazıları buradan tek başına yaya ayrılman güvenliğin için iyi olmayabilir seni biz bırakalım bile dedi. Direk yüksek sesle bağırarak sistemi değiştirmeye kastettiğini iddia edenlerin idealist eylemlerine çoktandır katılmıyorum. Fakat orada bulunmak ailesi, yakınları, milleti katledilmiş insanların sızısını biraz olsun hafifletim bir kardeşlik filizlendirebilirse var olan kimi umutları besleyebilirse buna değer. Pankartımda; (Ermenice Kardeşim), Bireysel Olarak Dedelerim Adına İşledikleri Soykırım Suçu İçin Özür Dilerim. Bu Bana Bir Şey Kaybettirmez Aksine İnsanlığımı Arttırır, yazıyordu ve yanında da kocaman bir Beni Unutma Çiçeği figürü...

...

Gülşen K. sevgili arkadaşım kendi kendi kendime söz vermiştim polemiğe girmeyecektim lütfen şuandan itibaren yazacaklarımı polemik içeriğinden arındırarak oku zira ben oldukça arındırarak yazmaya çalışıcam .senin ataların bu özrü görmüş olsaydı sana senin ataların ittihat ve terakkiciler mi diye mutlaka sorardı .eğer cevabın HAYIR ise HEPSİNİ KASTEDİYORUM ise öyleyse atalarının ermeniler dahil tüm azınlıklara ( azınlık kelimesini pek pek sevmem ama literatürdeki karşılığı bu ) muazzam bir hoşgörü ve ferahlık hizmetiyle yaklaşmış olduğunu olay yerine giderken düşünseydin keşke..eğer cevabın EVETse ittihat ve terakkicilerin 2. abdülhamit'e yaptıklarından yola çıkarak osmanlının 2-3 yıl içinde nasıl paramparçaolmasına sebebiyet verdiklerini hatırlamalısın ve tehcir kanunun çok sert uygulanmasındaki nedenleri iyi okumalısın.ben tehcir kanununun çıkartılmasını destekleyenlerdenim ama uygulamadaki sıkıntıyı da asla görmezden gelmiyorum . O kanunu çıkatanlar ittihat ve terakkicilerin kan gölüne dönüştüren saldırganlığını önleyecek birşeyler yapmalıydılar.nitekim tarihte nüfus mübadelesi gerçeğimiz var. rumlar ve türkler karşılıklı mübadele edilirken nasıl önlem alınıp herhangi bir olağan üstü durum yaşanmadıysa yine yaşanmayabilirdi.ne oldu nasıl oldu da yaşandı?ittihat ve terakkici zihniyeti bize tarihi okurken hep dikkatli olun biz adamı alnından mıhlarız tehdidi sunuyor.gelelim ermenilere:onlar sırtıımızdan hançerledi,milleti sadıkalıktan çıkıp milleti hain olma yolunda yapmadıklarını bırakmadılar, bu kanun gerekliydi ama ittihat ve terakkinin lanet olası kana susamış tutumu bu gün hala yakamızı bırakmıyor.diğer bir mesele de bence eylemi türk konsolosluğunun düzenlemiş olduğunu düşünmen..ki milletçe paranoyaklaştığımız noktasında (kendimi de dahil ederk söylüyorum ) bize durumu izah edebiliyor lakin daha fazla yazmak yoruyor...

Dilsiz Mütercim Şuan yorgunum kısa yazayım ama sonra yine ilavelerde bulunmaya çalışırım. Bahsetiklerine benzerlerini bugün oradaki Türkler de bana daha farklı üslupla söylediler. O zaman altına sadece kendi dedelerin diye belirt bile dediler. Tabi daha ağırları da... Bir Ermeni kadın bana sarılırken de sende bir yerlerde kesin Ermeni kanı var dedi. İyi niyetle söyledi ama buna hacet yok. Aynısını Türkler de hakaret için diyor. Pekçokları burda beni temsil edemezsin vs. dedi. Ben de o zaman siz de elinizdeki Türk bayrağıyla aynı şekilde neden benim hem fikir olmadığım bir şekilde beni temsil ediyorsunuz, dedim. Ermenilerin Azerbeycan da dahil kimi katliamlardan özür dileyip dilememesi beni bağlamaz çünkü ben kendimden sorumluyum. Acıları kıyaslamak, yarıştırmak bize insani manada bir şey kazandırmaz. Sembolik özrü TC halkından benimle hem fikir olanlar adına bir TC vatandaşı olarak diledim, onlar da şöyle yaptı demek yaşananları makul göstermez. Benim dedelerim de Yunanistan ve Bulgaristan'dan mübadelede gelmiş. Pek çoğu yollarda öldürülmüş, soyulmuş. Herkes kuşağında bir miktar para saklamış, bir tek en yaşlıları nasıl olsa yolsa ölür çok dayanamaz diye ayakkabısına az bir para koymuşlar. Bursa'ya vardıklarında bir o para varmış ellerinde. Bu tecrübe yüzünden ben Rumların vs yaşadığı zulmü yok mu sayayım. Aksine bu empatimi arttırıyor. Benim ellerim kanlı değil, olanı kabul etmekle kanlanmaz bilakis yok samarak yaşandan ellerimi bugün uzak tutmaya çalıştığımı düşünüyorum. Esenlikle...

Onsun Ö. tehciri desteklemek ne demek? hangi hakla, sizi bir gün gelip evinizden atsalar ne hissedersiniz. ölüm olmasa bile böyle bir hakkın varlığını savunuyorsunuz. polemiğe girmek istemiyormuş peh...

Onsun Ö. dağdan gelmiş bağdakini kovuyor. bunun savunulacak nesi var. göçe göçe her yeri vatan bellemişiz. vatan da kalmadı. her şeyi sattılar. tokileri satarken niye dökülmediniz. kusura bakma arkadaşım sayfana daldım ama şiştim ya. katili savunmak nedir? ayrıca gözlerinden öperim.

Dilsiz Buarada konsolosluğun organize ettiği bir iddia değil, direk resmi yazı göndediler vatandaşlara. Zaten en çok da o mide bulantısı gitmemi tetikledi, ne zamandır eylemlere gitmiyorum. Aktivizme dair de kimi eleştirilerim olduğu için. Gidişim daha çok lokal olarak orada soykırım ve tehcirden etkilenmişlerin yüreğine kardeşçe dokunum sızılarını bölüşme umuduyla ilgili. İki tarafa da iyi geldiğini söyleyebilirim.

Onsun Ö. bu aktivizmle ilgili değil bence de... (aktivistlere sözüm yok da) bence çok güzel bir iş yapmışsın. yüreğine sağlık.

Rênas A. Abla orda idim ama kusura bakma göremedim seni. Çünkü hiç ortada birinin olacağını dusunemedim. Bir yaşlı Ermeni türkçe bana " hadi biz gavuruz bize bunu yaptılar siz gavur degilsiniz neden hala sizi olduruyorlar diye sorunca sadece sustum çünki ne desem anlamsız olurdu o an. Yine de orda bulunmak ve insanı bir eylem olarak bunu yapmak insanligima bir tuz misali katkı sağladığı kanisina vardim.

Sanem U.
 İnsan olarak yapılması gereken bir davranışı bir siyasi gibi ele alıp bu şekilde davranınca ortaya bir sürü anlamsızlık çıkıyor. Bizlere hoşgörü erdem gibi özellikler öğretilmişti. Gelinen noktada bu özelliklerimizi yitirdiğimiz ortada. Tarihi çok iyi bilen bilmiş tipler gibi davranıp anlamsız siyasi bir davranış sergiliyoruz. Sadece insan kimliğimizle kalsak belki başka insanların acılarını anlayabiliriz. Önce halk olarak birbirimizi kucaklamamız gerekir arkasından yapılacaklar aklı başında siyasilerin işidir.

Dilsiz
 Oradaki Türklerden bazıları ben objektif olmak istemiyorum (ki ben de objektif değilim bu sorun değil tek başına) eğer yaptılarsa da arkasındayım, kabul etsek tazminat vermemiz lazım, ayrıca geri adım atsak daha çok şey isterler dedi. Onca hırsızlık, talan ediliş değil de tazminat rahatsız ediyor. Sanki devlet bakanı konuşuyor. Tam bir devlet söylemi. Bu grup aynı zamanda hükümet karşıtı ama onun ekürisi. Gezi ve Kürtlere yapılanlardan bile böyle bir şeyin olabileceği kaynakları kabul etmeseniz de aşikar dediğimde eskiden şimdiki gibi değildi devlet dediler. Devlet kendi hedefi ve gücünü korumak için her zaman şiddete başvurur, demekle yetindim. Dediğiniz gibi. Katkınız için teşekkür ederim.

Sanem U.
Bu evrensel bir sorumluluktur farklı düşünenlerin olabileceğini biliyorum. Ama kimse hangi anlamda olursa olsun seçimlerimiz için yargılanmadın. Kim nerde olmak istiyorsa buyursun olsun ama farklı seçimler vatan hainliği değildir. Belki de çok daha fazla vatanseverliktir. Çünkü insanlar olmazsa vatan kuru bir toprak parçasıdır. Vatanı vatan yapan insanlar ve yaşadıklarıdır bana göre tabii

Dilsiz
 Yalnız, olayı bir siyasi gibi yorumladığımı ve bilmişlik tasladığımı sanmıyorum eğer atfınız banayasa. Şahit olduğum kaynaklar ve ilk ağızdan dinlediklerim benim için yeterli. Milliyetçi bir şekilde sistemi aklayamak için algıda seçicillik yapmamaya çalışıyorum elden geldiğince. TC'nin genel olarak tutumu üzerinden akıl yürütmek bile kafi gibi. Vatan ifadesi benim için memleket ifadesine göre çok daha mekanik geliyor, sınır vurgusu baskın. Ama dediğiniz ifade bizi güzel bir yerde buluşturuyor. Selamlar.

Sanem U. Asla size değil siz tam olması gereken yerde olmuşsunuz. Eleştiri getirenlere sözüm

Sanem U.
Örneğin herşey öylesine birbirine girdiki bu ülkede ülkeyi her anlamda talan edenler alkışlanabiliyor ve bu talana karşı duranlar ülkedeki gelişimi hazmedemeyen kişiler olarak adlandırılabiliyor gibi...

Sanem U.  Bu koşulda vatansever kim oluyor ?

Dilsiz
 Olması gereken yerde miyim bilmiyorum ama içime sinen yerdeydim, bireysel bi şova dönüşmesinden baya endişe ettim ama tadında kaldı. Yorgunluk ağır bastı sanırım, kusura bakmayın. Zaten müzik dünyanızın sizi hayli incelttiğine eminim. Zevkle istifade ediyorum. Belki ifade ettiğimin bir kısmına dair yazdınız diye emin olamadım.

Sanem U. Ben sizi anladım içiniz rahat etsin. Doğru insanların yüzüne yansıyan gönül rahatlığıyla eyleminizin keyfini sürün

Dilsiz : )

Nursel KS
ortada olmak sembolik bir tutum muydu? adaleti adaletli bir hakim dile getirebilir. adaleti adaletli olanlar uygular. mesela ben senin hakimliğine güvenirim. adaleti güçlüler çıkarına göre kullanır. görmezden gelir. çarpıtır. o halde hangi dünyaya sesleniyoruz? tanığı olmadığımız hangi yaşanmışlığa dair bilgiler üzerinde bu kadar net durabiliyoruz. insanların ve devletin değeri üzerine konuşulabilir. devlete, uygulamalarına olan tepkimiz olayların yeganeliğini ortadan kaldırmamalı. o pankarta masumca öldürülen Türk halkından da bir insan olarak özür diliyorum ve bunu insanlığın vicdanına sunuyorum diye eklemek isterdim.

Dilsiz
 Pankartımla her iki tarafa da ulaşabilmek için ortada durdum ama elbette nötr değildim eylem sonunda Ermenilerin yanına geçtim. Karşılıklı özür ve daha niceleri üzerinden temas kardeşliği perçinler. Ben Ermeniler adına özür dileyemem ama vatandaşlığım ve memleketim sebebiyle varlığımı bir hayra vesile edebiliyordum, bunu denedim. Misal, orda yakınları katledilmiş Malatyalı bir yaşlı bir çiftin sızısı biz kucaklaşınca hafifledi, eminim. Bunu dillendirdiler de. Ben bunu önemsiyorum sadece. İşin siyasi etkisi pek umrumda değil. Onların yaşadıklarının yıl dönümünde rövanş gibi Azerbeycan'ı anmak bana uygun gelmiyor. Birinden birini elbette tercih etmek zorunda değiliz kardeşim. Eyvallah.

Nursel KS Zaten işi çıkmaza sokan malesef bu manevralar. benim belirtmek istediğim nokta ortak acıların ortak bir dille çözümlenerek geleceğe tutacakları ışığın, öğreticiliğin önünü kesmemek gerektiği. bir pazıl gibi. bir taraftan alıp diğer tarafı tamamlayamayız( onaramayız) o dönemde siyasi manevraların kurbanı olan her can için içimde bir ateş yakıyorum. ne yazık ki ateşler pek çok ırkı, din mensubunu kapsıyor. hal böyleyken içlerinden birinin yangınına yanıp diğerinin çıtırtılarına su dökemiyorum. halklara yazık oldu ve oluyor. bu noktada doğruyu gücüyle çıkarına evirebilen yanlışa asıl tepkim.