[İman ile küfür dahi hicab imiş bu yolda, küfürle sefalaştım imanımı yele verdim. Yunus Emre]

2 Temmuz 2015 Perşembe

Ahlak-Kötülük


"Bir nesle yadırgatıcı gelenin bir sonraki nesil tarafından kolayca kabul edildiğini hepimiz biliriz. Ahlaki ölçütlerin değişimine gösterilen bu uyum zaman zaman insani mükemmeliyetin bir delili olarak memnuniyetle karşılanır: Halbuki bu insanların ahlaki yargılarının ne kadar zayıf dayanaklara sahip olduğunun nişanesinden başka bir şey değildir." T.S.ELIOT

Aynı şeyi, bir neslin kabul ettiğinin onlardan sonra gelen nesil tarafından kolayca taklit edilmesinden yana daha sık sık yaşamıyor muyuz? En azından ilkinde aşınma dediğimiz şey yaşanırken bir direnç ve törpülenme, bir efor sarfetme, bir bocalama da yaşanabiliyor. Bunun tecrübe ediliş şekline göre pekala bu durum bir tekamül, inşa da olabilir. Diğerinde ise tam bir konformizmle yol almak da mümkün. Öyleyse, iki durumda da bu süreçlerin yaşanış şekilleriyle ilgili bir problem; yargılarımızın ne kadar zayıf olduğu yahut da ne kadar kolaycılığa kaçmakta olduğumuz... Genel olarak insanın yaşadığı, otomatik pilotta bu dünyadan geçip gitmek. Bunun dışına, suni toplumsal zarı yarıp çıktığımız, soğum sancısı ve debelenişi çektiğimiz demlerde, belli bir güzergaha varma takıntısından azad olarak yol alabilirsek, sonuç öncekileri tasdik yahut reddetmeye gitse de yaşanan süreç bizi bence Eliot'un bahsettiği zayıflıktan alıkoyar. Savrulma payı bırakılmamış yolculukların düşünsel ve eylemsel manada bize ne katkısı olabilir? Önemli olan, türbülansı göze alarak, başkalarının türbülanslarına selam ederek yolda olmak diye düşünüyorum.

"Kötülüğün tezahürü dayatılan ahlakın tersine hareket etmeyi gerektirir. Pratik kaygılarla yapılıyor olsa dünyanın gündelik gidişatı içerisinde kimi küçük çıkarları gidermek der geçerdik ama doğası itibarıyla küçük çıkarların değil de varoluşun sunumu olarak cereyan edince, bir kişi olarak kendi hakkaniyetini kurabileceğin tüm insani zemini de yok etmeye başlıyorsun. Bu dünyada her şey bağışlanır, yeter ki istedikleri yerde durmasını bil; bunu kabul etmemeye başladığında yavaş yavaş ölürsün. Anlaman gerekir, saçma da olsa, adice de olsa sana söylediklerini anlaman gerekir: Anlamamak, söylenilenlerin altında bir şey olmadığını dillendirmek günahların en büyüğüdür."