İçimdeki deltalara yaşamak izi diyorlar...
Mavinin, Yeşilin tonlarında,
Küflenmiş tek hücreli hatıralar.
Orada parçalanarak çoğalırken,
Kıyıya vurmuş deniz anası gibi,
İçim dışıma çokça vurur bazen,
Az ötede bir tespih böceğine dönüşürüm sonra.
İçimdeki deniz beni tutuyor...
Kıyıya vurmuş bir deniz anası gibiyim,
Bulutlar gibi göç etmek istiyorum oysa buradan.
Yükümü savıp,
Deli rüzgarlara ulanarak,
Avuçları terletmeyen gitmelerden bir gitmeyle,
Serin bir tebessümle,
Bir çınara gübre, köklerine tuz,
Belki bir karıncanın yeşermesin diye ikiye bölüp
sakladığı o tohum...
Henüz kurgusuna malik olamadığım
bir hicretle,
Ruhumu aradığım eczaya sunmalıyım.
Uzağında değilim başlangıca gebe bir sonun,
Su azalıyor, dudaklar kuruyor,
Gitmeliyim,
daha fazla hörgücümü tüketmeden,
Çünkü,
Müzmin göçebesiyim kendimin...
Öldürmeye kastettiğim
Öz vahşetimle,
Bir çiğnemlik zaman daha yaşayıp,
Tüm tek hücreli canı sıkkın anıları
Tükürüp zamanın rahmine,
İçimdeki deltalarda,
Deniz anaları ve tespih böcekleriyle,
Leblebi tozu kaçmış bir genizle,
Ölmekle unutulmayacak her ne varsa,
Bir tek onları alıp,
Yola koyulmalıyım.
Uzağında değilim başlangıca gebe bir sonun.
Dilsizmütercim:0235823062011