Gam
burada somutlaşır mı yoksa nesneleştirilir mi?.. Peki içte biriken
zehri nereye akıtmalı... İnsan donup kalıyor. Herkes bir tarafından
çekiştiriyor dünyayı, olayları. Başkalarının acıları bizim yamamız
oluyor her nasılsa. Qileban (Uludere) ilçesi Roboski (Ortasu)da tüm
yaşananlara dair benim hazmedemediğim bir başka şey; "velevki" yanlış
istihbarat olsun, (çünkü doğru bilgiye vakıf değilim kurgu yapmaktan da
sakınmalıyım) bir insan grubunun uyarı ateşine verdiği tepkilerden ya da
"vermediği tepkilerden" onun sivil mi değil mi olduğunun
anlaşılabileceğine inanıyorum. Verilen haberler doğruysa, katledilen bu
insanları önce ateş ederek bir araya toplayıp sonra onları parçalayan
şiddeti uygulayan askerler bunu nasıl yapabiliyor? İnsansız uçaklardan
bahsediliyor gerçi. Şimdi rasyonel akılla kumandalı mı kumandasız mı
dememiz mi lazımdı? Ne yüzyıl ama, artık savaş suçluları olarak bile
robotları imha ederiz olur biter. Peki insan canı; iradesi ve vicdanı
olmayan makinalara nasıl emanet edilebiliyor, muhatap kılınıyor.
Makinalar acır mı? Acaba der mi? Makinaların adalet çipi var mıdır? Bu
makinalar havalanıp ateş ederken geride hiç mi kimsenin iradesi yok.
Onları kumanda edenlerin vicdan çiplerine ne oldu! Nasıl bir dünyada
yaşıyoruz?! Yahu insan robot olsa kısa devre yapması lazım bir yerden
sonra! Nasıl bir mutasyona uğratılıyor insanımız askeri eğitimden
geçirilirken. Bu nasıl bir psikolojidir, emir kulluğudur?! İnsan aradan
makinaları çekse, karşısındaki insanın uyarı ateşine verdiği tepkiden
bunun yanlış bir ihbar olduğunu anlayamaz mı, anlayıp yine de ateş emir
aldığı için devam edebilir mi? Sıra sıra dizilmiş irili ufaklı insan
bedenlerinin yanında etrafa saçılan "insan" parçalarının koyulduğu
çuvalları görüp ağlarken bunları düşündüm hep. Geçenlerde de Ayhan
Çarkın işlediği yüzlerce cinayeti Devletin iyiliği için yaptığını
zannettiğini ama sonradan birileri tarafından kullanıldığını
farkettiğini?! söylemişti. Özrü kabahatinden büyük, sanki birileri değil
de sadece Devlet için kullanılmış olsa idi mesele değildi. Bu nasıl bir
puttur Allahım! Devletin özür dilemedeki tutumu olayı protesto eden
-Vicdani Redçi İnan Süver- dahil, insanları göz altına almak mıdır? Bir
de bu tür olaylardan sonra özür dileme de yeni girdi jargona onu da
aklım almıyor. Ülkeler yeni katliamlar yaparken, suçu üzerine kalmayacak
kadar eskiye dair zulümlerden yana birbirinden özür diliyor. Midem
bulanıyor, içim almıyor bu sistemi ve onun mekanik dişlileri halini
almış kraldan çok kralcı insanlarını... Rabb bize bu omurgalı olma,
kalma sınavında güç ikram etsin. Ama bilirim ki bu duanın kabulu için bu
duayı fiilen de yapmalıyız. Ahmed Arif 33 Kurşun şiirini yazalı 60 sene
olmuş bizim memleketimiz hala aynı şiirinin nakaratında... Sade
kurşundan bombaya geçilmiş, ne acı... 215430122011Dilsiz...