bazı geceler uzun süre kaldığım bir kafede dönüşümlü olarak bütün gece onlarca evsiz ufak çantalarıyla birlikte dinlenmeye, ısınmaya ve adına uyumak denirse uyuklamaya geliyorlar... ve her seferinde sadece bir bayan çalışan onları ibadet huşusuyla dürtüp kaldırıyor. geçenlerde yaşlı bir adamı zorla uyandırdığında adamın verdiği ilk tepki hemen ayağa kalkıp cebinden çıkardığı beyaz bir tarakla kırlaşmış saçlarını taramak oldu. o kadar çok çilekeş hikaye var ki şuan bu duvarların arasında... insan ürperiyor, bazılarıyla yüzeysel de olsa arkadaş olduk, selamlaşıyoruz. uyumadıkları sürece bozukluklarıyla aldıkları kahveleri yudumlayıp biraz ısınabilirler ama ne zaman biraz uykuya dalsalar arkadaş büyük bir çeviklikle hayli uzak olan tezgahtan zıplayarak sırayla oturanları süzüp tespit ettiklerini gidip dürtüyor. eş zamanlı olarak bende de kimi reaksiyonlar dışa vurmak için beni dürtüyor henüz kafamda kalıcı ve olumlu bir iz bırakabileceğini umduğum bir yol canlanmadığından içimden hayıflanmakla kalıyorum. tenha bir zamanı bulmak gerek sanırım. şirket politikası teranesine baskın gelecek başka gerçekleri onun anladığı dilden anlatabilir miyim acaba diye düşünüyorum. diğer çalışanlar evsizlere hazır çorbaları için kapta sıcak su bile veriyorlar... psikolojisini anlamaya çalışıyorum ama zorlanıyorum...
***
sonra 76 yaşında yalnız yaşayan, evlere ek gelir için temizliğe giden bir dedemiz var, bu ayki 13 millik bir koşuya hazırlanıyor. bazı geceler boynuna eski madalyonlarından birini takıp geliyor. akşam üzeri biraz kestirip yalnızlığına yoldaşlık edecek kafe ehliyle buluşmak için gelip oturuyor bir tekli koltuğa. bazılarımız onun için yer tutuyoruz sandaliyede rahat olamayacağı için. 16 yıldır gitar dersi alıyor. geçen hafta yine bahsettiğim çalışan yanındaki evsizi dürterken tam kaşlarımı çatacaktım ki gözlerim onun haline takıldı. gecenin 2sini geçmiş saat, bir kitap okuyor, bir eli şakaklarında, yeni bir şey öğrenmiş hayret içinde sonraki sayfayı çeviriyor kıkır kıkır sarsılarak gülüyor... kaldım öylece hayran hayran kaçamak bakışlarla kendisini izledim. şimdi de aramızda bir oturma yeri var yine merakla kitap okuyor bir çocuk kadar aç bir merak ve hazla 76 yaşında. insan sırf onu hayranlıkla izlemek için bile buraya gelir geceleri...
***
000408012012Dilsizmütercim