Konfüçyüs Qu'nün delisinin kapısını çaldı. Deli kapıdan şunları söyledi ve gitti :
Zümrüdüanka hey Zümrüdüanka
günden güne ağarıyor tüylerin
gelecek gelmek bilmiyor
geçmiş kaçıp gitmiş geri dönmüyor
dünya Yol'undaysa etkilidir kutlu kişi
dünya Yol'undan çıktı mı gizlenir kutlu kişi
bugün ise ne o doğru ne öteki
mutluluk tüy gibi hafif - tutamıyorsun
mutsuzluk yer gibi ağır - kaçamıyorsun
hiç hiç hiç - söyleme derdini
hep hep hep - dur geri gitme
dikenler dikenler - dolanır ayağına
yanıltılar tuzakalar - şaşırtırlar yolunu
yüksekteki ağaç çalar kendinden
kandildeki yağ yanar kendinden
tat verir tarçın ağacı - dallarını keserler
yarar verir mum ağacı - gövdesini soyarlar
Zümrüdüanka hey Zümrüdüanka
günden güne ağarıyor tüylerin
gelecek gelmek bilmiyor
geçmiş kaçıp gitmiş geri dönmüyor
dünya Yol'undaysa etkilidir kutlu kişi
dünya Yol'undan çıktı mı gizlenir kutlu kişi
bugün ise ne o doğru ne öteki
mutluluk tüy gibi hafif - tutamıyorsun
mutsuzluk yer gibi ağır - kaçamıyorsun
hiç hiç hiç - söyleme derdini
hep hep hep - dur geri gitme
dikenler dikenler - dolanır ayağına
yanıltılar tuzakalar - şaşırtırlar yolunu
yüksekteki ağaç çalar kendinden
kandildeki yağ yanar kendinden
tat verir tarçın ağacı - dallarını keserler
yarar verir mum ağacı - gövdesini soyarlar
herkes bilir yararını yararın
kim bilir yararını yararsızın?