korku salardı inceliğin acıman tevazuun
dünya ve insan çıkmazlarına yumuşak bakışın
nur sarnıçları ballar koydun çöllere ruh eşiklerine
senden kaynıyordu yine sana kapılıyor ırmakların
yamalı ve tertemiz elbiselerim olunca
her gece mutlak uyanıp adını anınca
bir gün elbette sofraya birlikte çökeriz
sen dağ gibi kurul ben zerre bir yer tutayım
sura vardıkça gövdelendim soyundum aşk duasına
atılıyorum sırlarına açılıyor hücrelerim
menzili çoktan geçtim ün saldı kayboluşum
kendi kuytumda çalkıyor şerbetini ağzım
cahit zarifoğlu