"aşk bir savaş gibi yaşandığında sevgilimiz esir alınması gereken bir
düşman askeri gibi görünüyor gözümüze. tüfeğimizin şarjörünü
fedakarlıklarla doldurarak sonsuz bir aşk uğruna daracık bir alana
hapsedip özgürlüğünün efendisi olmaya çalıştığımız esirimizin başına
doğrultuyoruz. ama esir başına dayanmış silahın sahibini sevemez.
sonunda silah ya esirin eline geçiyor ve biz en güçlü olduğumuz anda
vuruluyoruz ya da esir alınmış birinin sozsuz aşkın aktörü olamayacağını
anlayıp esiri vuruyoruz." Benjamin Constant