[İman ile küfür dahi hicab imiş bu yolda, küfürle sefalaştım imanımı yele verdim. Yunus Emre]

28 Mart 2013 Perşembe

Dünya Dediğin


Otobüs güzergahında yol çalışması yapılan bir alan. Ve yıkılan onlarca ev. Bundan sonraki nesil hiç bilmeyecek orada evler olduğunu. Lakin her gün oradan geçerken aynı şeyleri düşünmeden edemiyorum. Hani şu eski, yıkık, terk edilmiş evleri gördüğüm zaman düşündüklerimi... Orada evler vardı. Bir adamın başımızı sokalım yeter diye aldığı veya taşını sırtında taşıyıp, çimentosunu kendisinin karıp yaptığı bir ev mesela. Bittiğinde yaz güneşi altında soğuk su içmişcesine serinlemiş, ailesine parlayan gözlerle sunmuştu yuvasını. Ya da sevdiğine varmış bir gelinin neşesini saklamıştı o evlerden biri duvarları arasında. Sonra bir çocuk çığlığı gelivermişti arkada kalan sarı boyalı evden. Önündeki az bir toprakta iki domates fidesi dikili evde köyden göçüp gelmiş ama ayaklarımız toprağa basmalı diyen bir teyzenin alınteri vardı. Ya balkonunu hanımeli sarmış, sıvası yer yer dökülmüş ev kaç zamanı sırtlamış da duruyordu öyle... Kimlerin son nefeslerini içine çekmişti o evler, kim bilir? Kaç delikanlının gizlice içtiği sigara dumanını sokağa bırakmıştı pencereleri?.. Artık yoklar. Geride bakımlı, güllerle şenlendirilmiş yol var... Bu yol bana yeryüzünün dümdüz edileceği o günü anımsatıyor. Ve aynı cümleyi fısıldıyor: Dünya dediğin budur. Dünya dediğin budur. Sümeyye Şeker