Bahçe duvarının demirlerine çelik zincirle bağlı bisikletim metal kesici kullanılarak çalınmış. Tam da havalar ısındı hasret gidermeye başlar, yola koyuluruz diye düşünüyordum. Eve giriş çıkışlarda özlemimin arttığını iyice hissediyordum. Artık yenisini alana kadar hayli zaman geçer. Yeni sahibine sağlıklı sürüşler, ne diyeyim. İlk tepkim böyle değildi ama sonradan düşününce hayat dediğin nedir ki. Deymez. Zaten aynı gün okula uğrayınca büyük hırsızların gölgesinde kaldı bu hırsızlık. Ne sevinmiştir kim bilir sürecekse de, satacaksa da. Sepetinde bir yemeni vardı, ikinci el kitapları istifleyip eve dönerken düşmemesi için yükümü sardığım. Dost yadigarıydı, en çok ona üzüldüm. İlk yetişkin bisikletimi de yakın bir akrabam çalındı deyip satmıştı. Ben üstelemedim ama zaman içinde kendisi vicdan yapıp itiraf etmiş birilerine. Rica etseydi paraya sıkıştım diye birlikte satardık ama hem akraban hem de çocukluk arkadaşımın bunu yapması ayrı bir içime oturmuştu. Hayata dair garip farkındalıklar işte.
