[İman ile küfür dahi hicab imiş bu yolda, küfürle sefalaştım imanımı yele verdim. Yunus Emre]

17 Mayıs 2013 Cuma

Gazlanma Hükümdarım

 *Foto. Ali Oz
İnternette şöyle bir bilgi dolaşıyor:
Bu hükümet döneminde 21 milyon dolar harcanarak ithal edilen biber gazının toplam hacmi: 628 ton.
Resmi rakamlara göre 2001’de, yani AK Parti iktidara gelmeden önce devletin biber gazı ithalatı yılda 13 ton.

Tamam bilgi verilirken ilkin hükümet dönemi olarak toplam miktar sonraki kıyastaysa yıllık miktar verilerek kontrast arttırılmaya çalışılmış ama diğer türlü verilse dahi aradaki fark hayli dikkat çekici ve rahatsız edici bence. Rakamlarının doğruluğunu bilemem. Ama şu sıra polislerin işin siyasi boyutunu aşar şekilde her önüne gelene benzin istasyonu gibi pompalı aparatlarla haşerat muamelesi yapması şimdiye kadar katıldığım tüm eylemlere baskın geliyor görüntülere baktığımda. Biber ve benzeri gazların tüketimi neredeyse doğal gazı geçecek. Dünyada ve bilhassa memleketimizde pek çok mevzu politik kılıflarla servis edilse de tamamen "duygusal."

Hayır bir de öyle illet bir şey ki bu gazlar, sadece eylemcilere değil etraftaki tüm canlıya zarar veriyor. 2002'de katıldığım "izin de alınmış?!" bir eylemden  olaysız bir şekilde dağılmaya çalışan grubun üzerine o kadar fazla gaz bombası atılmıştı ki güç bela sığındığımız yerden ayrılıp yürümeye koyulduğumuzda aradan geçen hayli zamana rağmen birkaç durak ilerideki esnafın ağladığına şahit olmuştum. Orada neler oluyor bizim burada boyuna gözümüzden yaş geliyor diye sormuştu bir amca. Sırf çok kalabalık bir eylem olduğundan, dağılırken yürüyüş yapılıyormuş gibi gözüktüğünden polisler bize acımasızca saldırmıştı. Eyleme katılan yaşlı teyzelerin bile atılan binbir çeşit gaz bombası yünden sağımda solumda patır patır yere yığıldıklarını hatırlıyorum. Şimdiki hali tahmin bile edemiyorum. Çok yazık. Sistem eleştirisi bir yana, şu memur, polis, asker psikolojisini, emir kulluğu deyip gaddarlığın sınırlarını zorlayan insanları ise hazmedemiyorum hiç. Nasıl bir eğitim insanı bu hale getirir? Devlet, devlet dediğimiz de devasa yek vücut bir yaratık değil, kanlı canlı insanlardan, memurların adanmışlığından oluş muyor mu bir yerde? Onun zulmünü bu kadar soyutlaştırmanın alemi ne? Vicdansızlık; bizden, komşumuzdan, semt esnafından başlıyor, genişleyip, kök salıyor ve tepemize çıkıyor işte. Sayelerinde sanırım artık çocukları evden okula uğurlarken beslenme çantasından önce gaz maskesi takmak lazım.