[İman ile küfür dahi hicab imiş bu yolda, küfürle sefalaştım imanımı yele verdim. Yunus Emre]

6 Şubat 2014 Perşembe

uyurken


"İnsan, uyurken gördüğü bir insandan bir daha asla nefret edemez."

Horlayışının makamına göre değişir diye latife etmesem olmaz bu satırları okuyunca. Aklıma 10 kişilik yatılı okul odalarındaki demlerim geldi. Toplam yatakhane mevcudunun 500 kişiye yakın olduğunu düşününce, geceleri arı kovanı gibi bir sesin etrafı sarmamasına hayret etmek gerekir belki de. Koğuşcak Adanalı bir arkadaşın ağzına çorap tıkma isteğimizi dün gibi hatırlıyorum. Bir de yakınlarımdan birinin eşi için vefat ettiğinde eğer hakkını helal et derseniz size de hakkımı halel etmem dedikten sonra zamanla özlediğini ifade eden sözlerine hayret edişimi... Çocukluğumda hatta sonrasında da kendisine sarılıp uykuya doğru yol alırken, yan yataktan duyduğu horlama seslerine söylenmeleri hala kulağımda dolaşır bazı bazı. Elbette ki, yakınımın komşu yataktaki yol arkadaşına dair öfkesinin ana sebebi bunlar değildi. Kızmak ya da bezmek ayrı, nefret ayrıymış yine de. Bir yerde insanın en masum demlerinden birine şahit olmanın üzerimizde bıraktığı tesir vardır elbette. Bir de birinin sizin yanınızda uyumayı göze alacak kadar size itimad etmesiyle sanırım muhtemel bir nefretin çok uzağına düşülüyor genelde. Karşı tarafın sunduğu güvene karşı muhataba benzer bir şekilde iman etmekle ilgisi olmalı tüm bunların. Ki böylelikle insan muhatabını karşı taraf olmaktan azad edip yanına yoldaş edebiliyor...

Tabi bir de geçenlerde denk geldiğim bir ifadenin hayatımızda bir karşılığı olmalı. Şöyle ki:
"Uyuyan birini izlemek sana yazılmamış bir mektubu okumak gibidir." Sanırım etrafa dair merakım dışında bir de bu sebeple uzun yolculuklarda dahi uyuyuyamıyorum. Şehirler arası yolculuklarda neredeyse hiç uyuyamamışımdır. Şehir içi hatlarda çok yorgun olduğumda da illa kapşonla varlık mektubumu kapatma ihtiyacı duymuşumdur. Muhatabın rızası dışında yaşanması muhtemel bu tür hallere böylesi şairane incelikte bir yaklaşıma sahip olsak, insanları incitecek yetilerimizi hayli terbiye edip, törpüleyip, merhametli insaniyet cilası da atmış oluruz üzerine sanırım.