[İman ile küfür dahi hicab imiş bu yolda, küfürle sefalaştım imanımı yele verdim. Yunus Emre]

7 Ağustos 2014 Perşembe

Merhamet ve Metanet


“Çocukluğumdan bu yana beynimde dolanan, moleküllerimin evrenle birbirine karıştığı imgesi, benim hayatım için yönlendirici bir sembol durumunda. Beni hareket ettiren, gözbebeklerimi yaşartan tek şey; tinsel bir yol izleme, her şeyle bir olma, kendim ve diğerleri için hayatımın meşguliyetini bulma isteği. Sanırım, işimden ve okulumdan duyduğum rahatsızlığın sebeplerinden biri de benim gerçek ilgimin kişisel olması. Bütün bu şeylerden çok çabuk sıkılıyorum. Sanırım, bunun sebebi kısmen şu: Gerçekten ilgilendiğim şey, içimde dönen tinsel sorular ve ben ne zaman dış dünyaya yönelsem-işimde olduğu gibi- bütün ilgimi yitiriyorum.
(...)
Tutkulu sükunet. Bu birleşimin benim için anlamı şuydu; kişinin hayatının her alanına, tin ile olan ilişkisine dair yoğun bir tutkuya sahip olması, kendi varoluşunun derinliklerine yönelmesi ama hiçbir bağımlılık ya da sürdürme hissine sahip olmaması…Ve bundan sonraki görevim şu; hayat için, sonuçlara bir önem atfetmeksizin, tutkulu bir şekilde çalışmak. Tutkulu sükunet, tutkulu sükunet. Ne kadar da uyumlu!
(...)
Artık ölümü görmezden gelemeyeceğim için, hayatla daha fazla ilgileniyorum.” Merhamet ve Metanet