[İman ile küfür dahi hicab imiş bu yolda, küfürle sefalaştım imanımı yele verdim. Yunus Emre]

12 Nisan 2011 Salı

Bazı Kapılar Sadece İçeriden Açılır

Bazı kapılar sadece içeriden açılır. Ve bazıları sadece içeriye doğru açılır. Her ne kadar bu insanlığın bireysel sergüzeştine dair bir tespit ise de, bu durum kimi toplumlar için bir yaşam formudur aynı zamanda. Kimi ülkelerde kapılar doğal yahut suni afetler esnasında enkaz altında sıkışmamaları için standarlaşmış bir önlem olarak i...lle de dışarıya doğru açılır. Bizde ise her evin kapısının kendisine göre bir karakteri vadır. Günün birinde başımıza bir şey gelirse diye dert edinip de kapıdaki misafirin suratına doğru açılan kapıları tercih etmeyiz genelde. Sürgülü bahçe kapıları, içinden pörsümüş çamaşır ipi geçen kapılar, tahta bir kolla tepeden tutturulan bahçedeki kotra kapıları... Sahi kotra kelimesini kaç çocuk biliyor artık? Hala kaç kişi paspas altına, saksı dibine, kapı önündeki tozlu ayakkabı içine, doğalgaz saatinin bir kuytusuna anahtar saklıyor? Hala var mı onlardan? Komşuya bırakabiliyor musunuz mesela çocuğunuzu, anahtarınızı? Yoksa evinizde çelik kapılar ardına saklamanız gerekecek kadar çok mu eşyanız var artık? Evinizdeki mekanik eşyalarınızı toplasanız bir araba parası mı edecek yoksa yakında?

Süper marketteki kasiyer pencerenizin altına gelip sepetinize ekmek yerleştiriyor mu eski vefakar bakkal amca gibi? Kaçınız o fiyakalı, kameralı, güvenlik kulubeli sitelere taşınmamada hala direnmekte? Yoksa artık sizi bu bahsettiğim sitelerin güvenliği de kesmiyor da, misafir gelince kapıdaki görevlinın sizi arayıp onay aldığı o metropol hücrelerinde mi oturmaya başladınız? En son ne zaman bir çıkmaz sokağa girdiniz? En son ne zaman yalnızca içeriden açılabilen bir kapı açıldı, bir tebessümün aydınlığını sızdıra sızdıra yüzünüze? En son ziyaret ettiğiniz hangi evde bir çocuk siz gitmeyin diye çaktırmadan duvar saatini geri aldı? Yoksa cep telefonundan saati kontrol etmeyi akıl ettiniz de işe vaktinde yetişebilmek için erkenden kalktınız mı siz de oradan kara gözlerini muzipçe size doğrulmuş çocuğun sitemkar bakışları eşliğinde? Akşam eve vardığınızda kaç şıkırtılı kilit sesiyle kapınızın kapandığından emin olabiliyorsunuz?

Mahallesinizin sütçüsü hala dolanıyor mu etrafta? Yoksa apartman girişindeki satıcılar giremez yazısı yüzünden eskisi gibi size uğramaya cesaret edemiyor mu? Hijyenik de değildir zaten, kim bilir yıllardır içtiğimiz onca açık süt bünyemizde nelere yol açmıştır! Pastörizenin de suyu çıktı, organik diye bir meret çıkarmışlar, gidip mahallenin sütçüsünden aldıkları sütleri etiketleyip size bir zamanlar onun sattığı fiyatın bilmem kaç katına satmaya kalkıyorlarmış. Duy da inan! İnanırız, inanırız, artık öyle bir çağa eriştik ki, portakal bahçeleri olanlar bile meyve nektarı içmeyi maharet sanıyorlar!

Sahi en son ne vakit sadece içeriden açılan bir kapı önünde durdunuz siz? En son ne zaman asla inanmayacağınız bir şeyler geldi başınıza da şaşırmadınız? Ben hep o kapılar önündeyim ve hep şaşkınlık içindeyim bu kendi ardından sürüklenen dünyanın ahvalinden yana...

Dilsizmütercim: Meryem Rabia Taşbilek: 120420111906