[İman ile küfür dahi hicab imiş bu yolda, küfürle sefalaştım imanımı yele verdim. Yunus Emre]
25 Nisan 2011 Pazartesi
halkı askerlikten soğutmak
adı geçen davadan (bkz: halkı askerlikten soğutmak) alınmış notlar:
askerlikten soğutma davasi mahkeme notlari
21 nisan 2011
eskişehir 4. sulh ceza mahkemesi
tck md. 318 “halkı askerlikten soğutma” suçu konulu dava, hakim hayri güzel tarafından sırasıyla davalılar ahmet aydemir, fahri fatih tezcan, mehmet atak, halil savda ve davut erkan ile müdafi senem hanım’ın (soyadını bilmiyorum) katılımıyla gerçekleşti. davalılara önceki sabıka durumları, meslekleri, medeni durumları ve gelirleri soruldu.
mehmet atak ve halil savda, usulde yer almadığı için mahkeme önünde ayağa kalkmayı reddettiler.
sebepleri hakkında çelişkili fikirler olmakla beraber, tüm dava boyunca hakimin genel olarak izahata uygun, anlayışlı ve sabırlı üslubu dikkat çekti. ardından tüm süreç, davalıların savunmalarını oturarak vermeleriyle gerçekleşti.
ahmet aydemir hariç, hiçbir davalı, 5 yıl içinde aynı suçu işlememeleri halinde “cezasının ertelenmesini” kabul etmedi.
ahmet aydemir: bahsi geçen basın açıklamasında, oğlu vicdani retçi enver aydemir’in askeri cezaevinde işkence gördüğü için cezaevi müdürünü protesto etmek amacıyla slogan attığını, kendisinin 3 yıl askerlik yaptığını, 5 yıl içinde bir daha bu suçu işlemeyeceğinden cezasının ertelenmesini talep etti.
fahri fatih tezcan: iki şeyden pişmanlık duyduğunu belirtti. ilki, iddianamede yazılı sloganlarını aslında atmadığını, atmadığı için pişmanlık duyduğunu, şimdi burada mahkeme önünde atacağını belirtti ve bahsi geçen sloganları mahkemede tekrarladı.
ikincisi, askerliğini komando olarak yaptığını, bu bağlamda anti-kemalist mücadelesi ile çelişen bu davranışı nedeniyle pişmanlık duyduğunu belirtti. asla erteleme talep etmediğini, kendisi hakkında “suç uydurma” suçunu işleyen savcı hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ve “herkesin bebek doğup asker doğmadığına” ilişkin görüş almak üzere bir kadın doğum uzmanının bilirkişi olarak tayinini istedi.
mehmet atak: öncelikle mahkemede okuyacağı 5 sayfalık metnin, suçu kabul etmemesi nedeniyle “savunma” değil “izahatname” olduğunu vurguladı. hakim okumasına gerek olmadığı, metni alıp dosyaya koymak istediğini söyledi ise de bu hakkı kullanmak adına 5 sayfalık metin tamamen mahkemede sözlü beyan edildi.
izahatnamesinde, bahsi geçen sloganları atmadığını, çünkü slogan atmanın kendi prensiplerine aykırı olduğunu, bu davada savcının öncelikle “suç uydurması” nedeniyle hem davalıları mağdur ettiği hem de devletin kaynaklarını boşa sarfettiği ve mahkemelerini gereksiz meşgul ettiği için suç duyurusunda bulundu. ayrıca suç unsuru olarak gösterilen polis kamerasından alınan görüntüleri içeren cd’nin mahkemece izlenmemiş olması hakkındaki tezada dikkat çekti. savcının, izlemediği bir video hakkında nasıl suç duyurusunda bulunduğunu sordu.
halkın askerlikten soğuması için halkın ancak zihinsel bir geriliğinin olması gerektiğine dair psikiyatri profesörleri ile yaptığı fikir alışverişini beyan ettikten sonra, halkı “askerlik mesleğinden soğutmak” suçsa, “ halkı işçilikten soğutmak, halkı çiftçilikten soğutmak, halkı dansözlükten soğutmak” gibi suçların da kanuna konulması gerektiğini belirtti.
ayrıca askerliği bir vatandaşlık görevi olarak tanımlayan 318. maddenin, “vatandaş”ı “erkek” olarak tanımlamasının anayasa ile çeliştiğini ve fallosantrizm olduğunu, kadınların “vatandaş” mı sayılmadığını sordu. tck 318’in bu bakımdan eşitlik ilkesini gözeten anayasa’ya uygun olup olmadığının tespiti için, bir hukuk fakültesinin anayasa hukuku kürsüsünden bir bilirkişi tayini istedi.
derrida’dan alıntı ile başlayan 5 sayfalık “izahatname”nin okunması esnasında ama özellikle atak’ın “hakimlik ve savcılık mesleğinin feshedilmesi gerektiği” yönündeki felsefi açıklaması esnasında, hakimin başını sık sık elleri arasına alması ve dertli hali gözden kaçmadı.
fatih aydemir gibi o da “herkes bebek doğar” sözünün doğruluğunun araştırılması için kadın doğum uzmanını bilirkişi olarak atanmasını talep etti.
mahkemede yaptığı sözlü izahatı aynen dosyaya konuldu.
halil savda: kendisine isnat edilen basın açıklamasını okuduğunu, oradaki ifadeleri burada tekrar edeceğini, bahsi geçen sloganları attığını hatta daha fazlasını söylediğini, halkı askerlikten soğutma “suçunu” işlediğini, bu “suçu” işlemeye devam edeceğini, barış ve özgürlüğün yaşamsı için herkesin askerlikten soğuması istediğini belirtti. 1 sayfalık savunma metni aynen dosyaya konuldu. metni okumadı.
davut ercan: suç duyurusunda bulunulan basın açıklaması esnasında, o dönemde basın açıklamasının konusu olan vicdani retçi enver aydemir’in avukatı (vekili) olması nedeniyle, avukatın doğal görevinin müvekkilini savunmak olduğu gerekçesiyle savunması alınmadı. avukatların sadece ağır cezada yargılanmaları gerektiği konusundaki hüküm tartışıldı. hakim bu konuda tereddütte kaldı. usulsüzlük olmaması için savunma istenmedi. araştırılacağı belirtildi.
gereği düşünüldü:
1- sanıklar vekilinin anayasaya aykırılık itirazı yönünden dosyanın incelemeye alınmasına
2- sanıklardan av. davut erkan yönünden dosyanın incelenerek adalet bakanlığından soruşturma ve kovuşturmanın gerekip gerekmediği hususlarında incelemeye alınmasına
3- sanıkların savunmalarında belirttikleri bilirkişi incelemesi ve suç duyurusu talepleri yönünden dosyanın incelenmeye alınmasına
4- dosya arasında bulunan cd nin gelecek celse izlenmesine ve duruşmadan önce ayrı bir günde mahkemece de izlenmesine
5- bu sebeplerle duruşmanın 29/06/2011 günü saat 14:00 e bırakılmasına karar verildi
"mahkeme esnasındaki gözlemleri ve notları sizlerle paylaşıyorum. bu arada en son okuyunca yazım tarzımın oldukça kafkaesk olduğunu fark ettim, sanırım hukukun ironisi... eda erdener."
not: üyesi olduğum barış için vicdani red grubundan alınmıştır.
(nickimiyitirdim, 10.06.2011 13:33)