[İman ile küfür dahi hicab imiş bu yolda, küfürle sefalaştım imanımı yele verdim. Yunus Emre]

12 Ekim 2011 Çarşamba

Cinnetimin Gaz Kaçakları ya da Türbülans

Cinnetimin Gaz Kaçakları ya da Türbülans


Salvadır Dali
*Resim Salvador Dali
İçin için kendini törpüleyen içim, bunu kendisine yaptığı ve varlığını başkalarının tahrip bulutları altında şimşeklere saldığı için vicdanım tarafından suçlu bulundu. Kabulümdür. Yanlış bir zamanda, yalnış bir yerde, şairin dediği gibi "yerini yadırgayan eşyalar gibi" yaratılmışım desem, yaratıcıyı incitmekten korkarım lakin belki de çocukluğumdan bu yana doğurulduğum ve ama bir türlü doğrulamadığım, bu evrende dozunu aşmış sancılarımla kendi varlığımı beklenenden fazlaca yonttuğumdan, girinti ve çıkıntıları hiçbir yere uymayan bir varlık olup çıktım. Belki de en büyük sanrım kendi varlığımı bu evren için olduğundan fazlaca önemsememdir kim bilir. Takatimden büyük hayırlara omuz verme iştahıyla kıvranmam da hep bundandır. Tek umudum, Rabbim, tek umudum huzurunda aczimi kabul edip boynu büküklüğümü şefkat ve rahmet tablonda bir yere uygun görmendir. Başkaca her yere, ya fazla geliyorum ya eksik. Kendime şefkatim bu denli nakısken, varlığım aynadaki çehresine bu denli hırçın davranırken yani demem o ki kendi varlığımdan çaldıklarımla başkalarına nasıl şefkat gösterebilirim. Aczim azizeliğime kafi gelir mi Rabbim?! Katında makbul bir iz düşürmek için, varlığımın altına rızana dair bir mim koymabilmen için,  içimde ve dışımda  insanların ve eşyaların ardında bunca iz sürmem bundandır. Ama bir yerlerde yaptığım büyük bir hata olmalı. Bilinmeyenli denklemleri bile çözülebilir kılan ayetler indirmişken evrene, insana, bu dünyada parçadan bütüne, bütünden parçaya, hakikatini aşikar diye vehmettiğim bu yaşamak eyleminin beni bu kadar erken kocatmasından sebep; yanıldığım bir yer olmalı. Bana yol göster ey Rabbim! Biliyorum ki, sinelerin özünü bilmeye kadir olan Sen kullarını, doğruyu götüren yanlış sistemini icat eden beşeri kıskandıracak dozda bir şefkatle sevmektesin. İsterdim ki bir mıknatıs gibi rahmetini cezbedeyim. Yine de umuyorum ki istemem istemene bağlı ve bağımlıdır. Ben ve benim gibi aklı ağrıyan ve var oluşunun, var kılınışının anlamından cüzler koparıp asıl suretini görme özlemiyle çalkalananlar, savrulanlar; demir tozlarının mıknatısın etrafındaki tavafı, seması ve salatı gibi secde ve rükularıyla, ısırıp kustuğumuz ekşi yaşam meyvelerinin tadı kursağımızı yakar yahut gıdıklarken, düşerken ve kalkarken; Senin rahmetinin muhtacı ve dilencisiyiz. Bize zor olan Sana kolay! Lutfet her neye muhtaç isek!
[Dilsizmütercim-121020100203]*Dün geceki cinnetimden notlar.