Merkezkaç
uzaklardan seçilemeyen bir cinnet
bir çeşit açlığın bilediği,
tokluğun gevşettiği tenden ibaret
olanların duyamadığı
bir çığlık kumkuması;
vücudum bir meteor gibi
çarptı varlık panoramasına,
doğuşumla soğudu bir heves
annemin kursağında
sonra, muhtelif durduruşlarla
ateşim küllendi
fakat ruhum,
yani kendi merkezkaç
kuvvetinden kaçmada olan
bu eylemsizlik kisvesindeki
eyleme hali,
zincirinden boşanırcasına
esarete koşanlara bir türlü benzeyemedi
şükür
bir yanım rüzgar yırtığı
bir yanım umut yaması
şükür
hepi topu iki kanadım var
her cümlede bir tüyü koparılan,
ruhuma basmadayım
yaşamın tozunu toprağını
uyku basmış gün gibi gözlerimi
doğurgan denizin
sis ve yosun öpüşüyle
dirilttim yeniden,
bir dumansız ateş yanmada içimde
hiçbir şenlik ateşine benzemeyen
uzaklardan seçilemeyen bir cinnet
bir çeşit açlığın bilediği
tokluğun gevşettiği tenden ibaret
olanların duyamadığı
bir çığlık kumkuması,
sinek kuşlarının çullandığı,
sanki bir damar çatlamış da
kanıyor deniz aşırı, derinimde
yabanıl ruhumu
iyi giyinmiş fiyakalı bulutların
ısladığı bir gök altında
evrene saçılmak serinletebilir
ancak, açık havayla yıkanmış bir ruh ki
sakinleşebilir
gökten üzerine yağan gizli bir heceyle
belki de bir güvercin sayıklayışıyla,
bir sayıklayış ki
tutkunun tutsağı ruhlardan aparılmış
çalınmış ya da satın alınmış
kuş bakışı görüp de dünyayı
yüreği yarılmış,
bir tek göğsü kınalı çayır kuşlarının
şakıyışı imrendirebilir beni
çakılıp alıkonulduğum bu yerde,
yem yağmacılarına karşı
nazar duası gibi bellediğim
iç çekişlerini
toprağın gizinden buhur gibi yükselirken
genzime çektiğim
sabahın mayhoşluğunda,
hepi topu iki kanadım var
her cümlede bir tüyü koparılan
işte bu yüzden
artık daha da alçaklardan uçuyorum ben
Dilsizmütercim-Meryem Rabia Taşbilek-201020113101
uzaklardan seçilemeyen bir cinnet
bir çeşit açlığın bilediği,
tokluğun gevşettiği tenden ibaret
olanların duyamadığı
bir çığlık kumkuması;
vücudum bir meteor gibi
çarptı varlık panoramasına,
doğuşumla soğudu bir heves
annemin kursağında
sonra, muhtelif durduruşlarla
ateşim küllendi
fakat ruhum,
yani kendi merkezkaç
kuvvetinden kaçmada olan
bu eylemsizlik kisvesindeki
eyleme hali,
zincirinden boşanırcasına
esarete koşanlara bir türlü benzeyemedi
şükür
bir yanım rüzgar yırtığı
bir yanım umut yaması
şükür
hepi topu iki kanadım var
her cümlede bir tüyü koparılan,
ruhuma basmadayım
yaşamın tozunu toprağını
uyku basmış gün gibi gözlerimi
doğurgan denizin
sis ve yosun öpüşüyle
dirilttim yeniden,
bir dumansız ateş yanmada içimde
hiçbir şenlik ateşine benzemeyen
uzaklardan seçilemeyen bir cinnet
bir çeşit açlığın bilediği
tokluğun gevşettiği tenden ibaret
olanların duyamadığı
bir çığlık kumkuması,
sinek kuşlarının çullandığı,
sanki bir damar çatlamış da
kanıyor deniz aşırı, derinimde
yabanıl ruhumu
iyi giyinmiş fiyakalı bulutların
ısladığı bir gök altında
evrene saçılmak serinletebilir
ancak, açık havayla yıkanmış bir ruh ki
sakinleşebilir
gökten üzerine yağan gizli bir heceyle
belki de bir güvercin sayıklayışıyla,
bir sayıklayış ki
tutkunun tutsağı ruhlardan aparılmış
çalınmış ya da satın alınmış
kuş bakışı görüp de dünyayı
yüreği yarılmış,
bir tek göğsü kınalı çayır kuşlarının
şakıyışı imrendirebilir beni
çakılıp alıkonulduğum bu yerde,
yem yağmacılarına karşı
nazar duası gibi bellediğim
iç çekişlerini
toprağın gizinden buhur gibi yükselirken
genzime çektiğim
sabahın mayhoşluğunda,
hepi topu iki kanadım var
her cümlede bir tüyü koparılan
işte bu yüzden
artık daha da alçaklardan uçuyorum ben
Dilsizmütercim-Meryem Rabia Taşbilek-201020113101
