[İman ile küfür dahi hicab imiş bu yolda, küfürle sefalaştım imanımı yele verdim. Yunus Emre]

24 Haziran 2015 Çarşamba

Uzaklardan bir haber...


Hala oldum, her ne kadar kan bağından doğan yakınlıklara toplumun geneline nazaran çok büyük bir anlam atfetmesem de, bir çocukla, insanla bu imkanın doğurduğu daha uzun soluklu bir iletişim ve bağ kurma imkanı güzel bir hal. Elbette, bu muhtemel karakteriyle de şekillenecek bir durum ama kendisi bir kromozom farkıyla iyi insan olma imkanını garantilediği için ayrı bir sevinçliyim. Yeğenim down sendromlu doğmuş, bu ailesi için kimi zorlukları beraberinde getirse de ben mutlulukla karışık baya sevindim ve heyecanlandım. Onlar da öyle... Erkek kardeşim hemen Rain Man'e atıfta bulundu zaten haberi verirken, beklenmedik bir hareket ya da tepkisinden dolayı. Benimse zihnimde bu özelliğe dair pek çok film olsa da ilk 8. Gün filmi aklıma geldi.

Bebeğin Down sendromlu olması, yakın ailede en iyi anlaşabileceğim insan kontejyanının zirvesine transit geçiş yapan bir insan yavrusu hayatıma girdi demek. Sevgili yeğenim, anne olmayı istemiyorum ama bazen down sendromlu çocuklara bakıp onlardan birinin annesi olmak farklı bir tecrübe olurdu diye düşünüp, hoş düşüncelere daldığım oldu. Anne olmayı arzulamadığıma göre, senin gibi down sendromlu olmasam da kromozomlarımda değil ama kafamdaki kimi tahtaların diğer insanlara göre daha farklı olduğunu, kimilerinin eksik kimilerininin de fazla olduğunu sen de zamanla anlayacaksın : ) Evet, bence anneliğe ehliyetim yok ama çocuklarla dostluğa hayli istidadım var, bunu senden duymayı isterim ilerde... Bir de mümkünse bana hala demek yerine kafana göre bir lakap bul lütfen : ) Bu toplum icadı etiketler bence pek sıcakkanlı değil, dil açısından da ses olarak pek beğenmiyorum. Yine de sen bilirsin.

Canım yeğenim, sen kimi fiziksel sağlık problemlerini atlattıktan sonra, geldiğimde hayatına girip seninle çok güzel şeyler yapacağımıza inanıyorum. Bir gün, ilerde bu notu belki sana sesli okuma imkanım olur. Belki biraz sadeleştirerek ikimize has bir dille tercüme ederim. Seninle, doğayı, hayvanları, bitkileri, kısmen de insanları beraber keşfedelim. İnsanların çoğunu kafeslerinden sevsek daha iyi : ) Senin ayrıcalıklı bakışın ve sezişinden ben de nasiplenip, sevme yetin ve gülüşünden ben de bolca pay alıp, unuttuklarımı hatırlayayım. Erken biten çocukluğumun biriken faizini birlikte yiyelim olabildiğince, üzerine dondurma da olur. Evimde diğer müstakbel yeğenlerimle beraber kullanabileceğiniz, dünyadan, anne ve babanızdan daraldıkça saklanıp, sığınabileceğiniz renkli, mağara gibi bir odanız olsun. İstediğinizde gelirsiniz diye bunun hayalini kuruyorum. Ama sen ilk göz ağrısı olacaksın, haberin olsun, bu güzel bir şey. Seni şimdiden sevdim ve yüreğinden öpüp, ruhuna sarılıp kokladım... Umarım sen de beni seversin. Bu garip dünyaya hoş gelip, hoş yol alabilmene eşlik etmeyi diliyorum. Görüşürüz...